Etiket arşivi: Dünya
KOMPLO TEORİLERİ /// Dünyanın En Güçlü İş İnsanlarını Bünyesinde Bulunduran Gizemli Ör güt : Trilateral Komisyonu
Dünyanın En Güçlü İş İnsanlarını Bünyesinde Bulunduran Gizemli Örgüt : Trilateral Komisyonu
İşte dünyanın belki de en gizemli örgütü olan Trilateral Komisyonu’nun akıl almaz tarihi ve amaçları:
Trilateral Komisyonu’nun varlığı açık olsa da, amaç ve uygulamalarına dair pek bir şey bilinmiyor.
Dünyanın en zengin insanlarından olan David Rockefeller ve eski ABD Ulusal Güvenlik danışmanı olan Zbigniew Brzezinski tarafından Temmuz 1973 tarihinde kurulan örgüt, Japonya, Avrupa ve Kuzey Amerika’nın iş, bankacılık ve politika alanındaki en en güçlü 325 insanını üyesi yapmıştır.
Bilinen, komisyonun dünyanın bu bölgeleri arasında ekonomik iş birliği oluşturmak amacıyla kurulduğudur.
Ancak komisyonun bundan ibaret olmadığı konusunda elimizde sağlam kanıtlar mevcut. Pek çok araştırmacıya göre örgütün esas amacı, İlluminati Örgütü söz konusu olduğunda da adından sıkça söz edilen "Yeni Dünya Düzeni"ni (New World Order) getirerek tüm dünyayı ekonomik ve politik açıdan tahakküm altına almaktır.
Kısacası örgütün temel amacı, gezegeni her açıdan kontrol altında tutmak.
Kendi içinde de hiyerarşik bir düzeni olduğu düşünülen örgüt, çok uluslu banka ve şirketleri aynı çatı altında toplayarak tüm dünya adına kararlar almayı, dünya nüfusunu kontrol etmeyi, savaşları organize etmeyi ve kontrol altında tutulması gereken coğrafyalar için kararlar almayı amaçlamaktadır.
Yazar Alex Christopher, konu hakkında kaleme aldığı kitapta konuyu şöyle açıklıyor:
"Trilateral Komisyonu, David Rockefeller tarafından kurulmuş uluslararası bir organizasyondur. Bu organizasyon, İlluminati’nin politik alanda elde edemediği egemenliği, ekonomik alanda elde etmeye çalışmaktadır."
Komisyonun üyeleri arasında çok tanıdık isimler bulunuyor.
George Bush, Dick ve Lynne Cheney, Bill Clinton, Al Gore, Jimmy Carter, Walter Mondale gibi isimlerin komisyonun üyelerinden olduğundan söz ediliyor. Ayrıca Avrupa Merkez Bankası, Dünya Bankası ve IMF gibi bankaların ve Shell, Sony, Samsung, Comcast, Time Warner, Levi-Strauss, Daikin, Ford, Chrysler, Toyota, Mitsubishi, Johnson and Johnson, IBM, Boeing ve Citigroup gibi uluslararası şirketlerin temsilcilerinin de komisyon toplantılarında yer aldığı biliniyor.
Komisyonun kurulduğu günden bu yana üzerinde çalıştığı plana, "Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen" adı veriliyor.
Yazar Patrick Wood, bugün dünyamızın içinde bulunduğu ekonomik kaosun sebebinin direkt olarak Trilateral Komisyonu tarafından tasarlanan "Yeni Uluslararası Ekonomik Düzen" (New International Economic Order) olduğunu düşünüyor. 1977 yılında Başkan Nixon’ın ABD‘nin sahip olduğu petrole fiyat kontrolleri getirmesiyle petrol fiyatları dünya çapında artışa geçmiş ve böylece gelişmekte olan ülkeler geri ödeyemeyecekleri paraları bankalara borçlanmak zorunda kalmışlardı. Yazara göre bu sürecin tamamı planlıydı ve bu planı yaparak bu ülkeleri himayesi altına alan da Trilateral Komisyonu’ydu. Ekonomi alanında alınan bir başka karar ise dünya altın rezervlerinin tamamen birkaç kişinin ya da ailenin eline geçmesiydi…
Eldeki veriler, özellikle Bush dönemi politikalarının, komisyonun çıkarları doğrultusunda şekillendiğini gösteriyor.
Bugün pek çok kişi komisyonun amacının bir dünya diktatörlüğü kurmak olduğunu düşünüyor. Eski bir NATO çalışanı olan Johannes B. Koeppl, ABD hükümetinin teröristlere değil, halka karşı savaştığını belirtiyor ve ABD başkanlarının da karakter ya da uygulamalarına göre değil, önceden hazırlanmış bu ekonomik programa sadakatlarine göre seçildiklerini de ekliyor. Şüphesiz dünyamızın belirli birkaç aile tarafından yönetildiğini ve emperyalizmin bu azınlık tarafından işletildiğini ilk kez duymuyoruz. Ancak çarpıcı olan, Trilateral Komisyonu’nun ortaya çıkmış ve çıkmakta olan kanıtlarla birlikte bu tiyatronun kaynağı olduğunun anlaşılması. Bakalım daha neler göreceğiz sevgili dostlar…
SAĞLIK DOSYASI : 256 Yaşında Ölmeden Sessizliğini Bozdu ve Dünyaya Şok Edici Sırrını Anl attı
256 Yaşında Ölmeden Sessizliğini Bozdu ve Dünyaya Şok Edici Sırrını Anlattı
Bir insanın yaşamış olduğu en uzun süre nedir? 256 yıl yaşamış olan Li Ching Yuen ile tanışın! Ve hayır, bu bir efsane ya da hayali bir masal değil.
1930 tarihli New York Times makalesinde, Chengdu Üniversitesi profesörü Wu Chung-chieh, Li Ching-Yuen’i 1827 yılında 150. Doğumgününde tebrik eden Çin İmparatorluğu hükümeti kayıtlarını keşfetti. Daha sonra bulduğu dökümanlar aynı adamın 1877 yılında 200. doğumgününü tebrik ediyordu. 1928 yılında New York Times muhabiri Li’nin komşusu yaşlı erkeklerle görüştü ve pekçoğu Li’nin dedelerinin arkadaşı olduğunu söyledi.
Li Ching Yuen, bitki bilimi kariyerine 10 yaşında başladı, burada dağ aralarında otlar topladı ve ömrü uzatma özelliklerini öğrendi.Neredeyse 40 yıl Reishi Mantarı, Kurt üzümü, vahşi ginseng, he shou wu ve Gotu kola ve pirinç şarabı gibi bitkilerle beslendi. 1749’da 71 yaşında, dövüş sanatları öğretmeni olarak Çin ordusuna katıldı. Li’nin 23 kez evlendiği, 200’den fazla çocuğun babası olduğu çok sevilen bir figür olduğu söyleniyordu.
Vilayette genel olarak kabul edilen masallara göre Li, çocukken okuma ve yazmayı başarabildi ve onuncu doğum gününe kadar Kansu, Shansi, Tibet, Annam, Siam ve Mançurya’da otlar topluyordu. İlk yüz yıl boyunca bu mesleğe devam etti. Sonra başkaları tarafından toplanan otları satmaya başladı.
Li Ching Yuen
O TEK DEĞİLDİ
Li’nin öğrencilerinden birine göre, o bir zamanlar ondan da yaşlı 500 yaşındaki bir erkeğe rastladı ve ondan Çigong egzersizleri ve beslenme önerileri aldı. Çigong ve bitkisel açıdan zengin bir diyet dışında uzun yaşam ustası bu adamdan öğrenebileceğimiz başka ne var?
Buna ne demeli: Ölüm yatağında Li “Bu dünyada yapmam gereken her şeyi yaptım” dedi. Barışçı son sözleri uzun ve müreffeh bir hayatın en büyük sırlarından birine ipucu gösterebilir mi? İlginçtir ki Batı’da yaşlanmanın yüksek teknolojili kızılötesi cihazlarla ve en son teknoloji ilaçlarla yenilmesi gereken bir şey olduğu öğretiliyor.
UZUN SAĞLIĞIN SIRRI:
Li’ye sırrı sorulduğunda verdiği cevap: “Kalbinizi sakin tutun, bir kaplumbağa gibi oturun, güvercin gibi hızlı bir şekilde yürüyün ve bir köpek gibi uyuyun”.
Li, nefes teknikleriyle birlikte sakin ve huzurun inanılmaz uzun bir ömre sahip olmanın sırları olduğunu belirtti. Açıkçası, diyetinin rolü büyüktü. Ancak tarihte kaydedilmiş en yaşlı kişi uzun ömrünü zihin durumuna bağlıyordu.
NİÇİN İNANMAK ZOR?
Batılı dünyanın ortalama ömrü şu anda 70-85 yaş arasında, 100 yaşın üstünde yaşayan birinin düşünnek epey geriyor hele 200 yaşın üzerinde yaşayan birinin düşüncesi son derece şüpheli görünüyor. Ama neden insanların bu kadar yaşayabileceğine inanmıyoruz?
Bu dünyadaki bazı insanların yorucu bir 9-5 yaşam tarzı yaşamayacaklarını, borç stresleriyle uğraşmak zorunda kalmadıklarını, kirli şehir havasını solumayacaklarını ve düzenli olarak egzersiz yaptıklarını akılda tutmak zorundayız. Rafine şekerler veya unlar veya böcek ilacı püskürtülmüş yiyecekler yemiyorlar. Standart Amerikan diyetinden uzak değiller.
Yağlı et, şekerli tatlılar ve genetiği değiştirilmiş gıdalar yemiyorlar. Antibiyotik yok. Alkol yok, tütün yok. Diyetlerinde abur cubur gıdalar olmadığı gibi organlarımız ve bağışıklık sistemimiz için steroidler içeren süper gıdalar ve otlar içeriyor.
Ayrıca, boş zamanlarını doğada, zihinsel, fiziksel ve duygusal sağlığı iyileştirmek için kanıtlanmış olan nefes teknikleri ve meditasyon yapmak için harcıyorlar. İşleri basit tutuyorlar, uygun uyku çekiyorlar ve doğanın altında güneş altında çok zaman harcıyorlar.Güneş altında dinlenmek için bir şans bulduğumuzda, anında gençleşmiş hissediyoruz ve bunu bir “tatil” olarak adlandırıyoruz. Bir ömür boyu dağlarda bunu geçirip mükemmel zihinsel, manevi ve fiziksel refah ile birleştirdiğinizi düşünün.
Hiç şüphesiz, eğer yapmamamız gerektiğini bildiğimiz şeyleri yapmazsam 100 yıl yaşamanın sıradan olacağını tahmin ediyorum. Vücudumuza doğru muamele ettiğimiz zaman, kim bilir ne kadar yaşayabiliriz?
Kaynak: Steven Bancarz’ın yazısı
Link : http://www.simplecapacity.com/2016/05/256-years-old-breaks-silence-death-reveals-secrets-world/
YENİ DÜNYA DÜZENİ DOSYASI : Avrupa ve “yeni” dünya
Avrupa ve “yeni” dünya
Dünyamızın 5-10 yıl önceki dünyadan farklı olduğunu kabul etmeyen var mı? “Yeni” dünya düzeni henüz oluşmuş değil. Küreselleşmenin sorgulandığı ve geri çevrilmek istendiği, içe kapanma eğilimin giderek ağır bastığı, önemli ticaret anlaşmalarının sorgulandığı, Batı’nın eski gücünü ve birliğini giderek yitirdiği, Çin gibi yeni güçlerin yükseldiği, Brexit, Donald Trump gibi olguların ön plana çıktığı, ileriye değil geriye bakış ve özlemin, milliyetçiliğin, popülizmin güçlendiği bir dünyada yaşıyoruz. İyimserliğin yerini giderek kötümserliğin aldığı bir dönem. Şimdi ön plana çıkan eğilimlerin kalıcı olup olmayacağını bilmiyoruz. Bu gelişmeler dünyanın önemli aktörlerinden olan ve ciddi sorunlar yaşayan Avrupa Birliği’ni nasıl etkileyecek? Ekonomik araştırmalar alanında önde gelen düşünce kuruluşlarından Bruegel “Europe in a New World Order” (Yeni dünya düzeninde Avrupa) başlıklı bir çalışma hazırladı. Avrupa’nın geleceği hepimizi yakından ilgilendirdiği için bu çalışmaya kısaca göz atalım. Daha önce de yazdığımız gibi 2017 AB için sınav yılı olacak. Hollanda, Fransa ve Almanya seçimleri birliğin kaderinde önemli rol oynayacak.
Maria Demertzis, André Sapir ve Guntram Wolff imzalı Bruegel çalışmasının sonunda belirtilen bazı noktaları önce ele almakta yarar var. AB, uluslararası arenada büyüklüğü kadar güçlü değil. Yani büyüklüğü ile gücü ve etkisi orantısız. Bu nedenle görece zayıf bir oyuncu. Bunun nedeni kendi içinde yeterli birliği sağlayamaması, güvenlik konusunda ABD’nin gücüne dayanması ve enerji konusunda dışa bağımlı olmasıdır. 2008 mali krizi sonrasında yaşanan gelişmeler AB dayanışmasını zayıflattı. “Her koyun kendi bacağından asılır” anlayışı ön plana çıktı. Kuzey ülkeleri ile güney ülkeleri arasında sorunlar yaşandı. AB entegrasyon süreci ortak vizyonundan uzaklaşma oldu. İngiltere birliği terketme kararı alıdı. Fransa’nın durumu seçimlerden sonra belli olacak. “Ever closer union” vizyonunun sorunlar yaşadığı, iki vitesli Avrupa görüşünün destek bulduğu bir dönemdeyiz. Ortak bir vizyon, birlik dayanışması olmadan AB’nin güçlü bir oyuncu olması zor.
İkinci Dünya Savaşı sonrasında Avrupa güvenlik ve savunmasını ABD’nin askeri gücüne dayadı. NATO’da ifadesini bulan ABD güvenlik şemsiyesi Avrupa’yı korudu. AB Ortak Güvenlik ve Savunma Politikası konusunda çok tartışmalar yapıldı, AB ordusu konusu epey tartışıldı ama sonuçta ciddi adımlar atılmadı. Soğuk Savaş’ın sona ermesi ile bir çok Avrupa ülkesi savunma harcamalarını azalttı. AB kendi ordusunu yaratma yerine NATO’ya dayanmayı tercih etti. Trump’ın ABD başkanı olmasına kadar bu sistem çalıştı. Trump “önce ABD” diyor, NATO’yu sorguluyor ve Avrupalıların savunmaya, NATO’ya daha fazla para harcamalarını istiyor. Kendi savunma gücüne sahip olmayan bir aktör uluslararası ilişkilerde güçlü olamaz. Belli ki tehdit algılamasında da Trump yönetimi ile AB yöneticileri arasında farklar var. AB Rusya’dan korkuyor. Trump ise esas rakip olarak Çin’i gördüğü için Rusya ile işbirliğinden söz ediyor. Bu durum devam ederse Batı’nın güvenlik ve savunma alanında şimdiye dek sergilediği birlik derin yara alacak. Trump gerçeği karşısında Avrupalıların kendi güvenlik ve savunma kapasitelerini oluşturmaktan başka seçenekleri yok gibi. Tabii bunun yapılabilmesi için AB içinde ortak vizyon ve daha fazla savunma harcaması gerekecek. AB bunu yapabilir mi? Bu yılki seçimlerden sonra durum netlik kazanacak. İngiltere’nin birliği terketmesi savunma ve güvenlik açısından büyük kayıp olacak.
AB’nin diğer Aşil topuğu dışa ve öncelikle de Rusya’ya olan enerji bağımlılığıdır. Bu bağımlılık AB’nin uluslararası arenada manevra kabiliyetini daraltıyor. AB bunun bilincinde ve Rusya’ya olan enerji bağımlılığından kurtulmak için uzun zamandan beri çalışma yapıyor. Enerji kaynaklarını çeşitlendirmeye çalışıyor. Tabii enerji konusunda fiyatlar ve taşıma çok önemli. Rus doğal gazı rekabet gücünü koruduğu sürece Avrupa’nın sadece siyasi nedenlerle Rusya’ya sırtını çevirmesi zor. Tüketicilerine en ucuz enerjiyi sağlamakla yükümlü. Ortak Enerji Politikası oluşturuldu ama bu konuda da henüz katedilecek uzunca bir yol var.
AB, global açık ekonomik sistemden yarar sağlıyordu. İçe kapanma, korumacılık eğilimleri AB’nin yararına olmayacak. Bruegel raporu bu durum karşısında AB’nin Dünya Ticaret Örgütü (WTO) sistemini korumak için çalışmasını ve Çin gibi yükselen aktörlerle ekonomik ilişkilerini derinleştirmeyi öneriyor. AB’nin kendi içinde de “sosyal modeli” güçlendirici çalışmalar yaparak popülizmin çekiciliğini sınırlandırması öneriliyor. Belli ki Trump’ın “önce ABD” yaklaşımı AB’de çok ciddi kaygılara neden oluyor. AB’nin reformlara ihtiyacı var. Bu yılki seçimler badiresini atlatabilir ve içte gerekli reformları yapabilirse karşılaştığı sorunları aşarak uluslararası rolünü güçlendirebilir.
TEKNOLOJİ & BİLİM & DOSYASI : Dünyanın Çevresi 2200 Yıl Önce Nasıl Hesaplandı ?
Dünyanın Çevresi 2200 Yıl Önce Nasıl Hesaplandı ?
Dünya’nın küre şeklinde olduğunu ilk kez Platon ve Aristo ilan etti. Dünya’nın çevresi ilk kez M.Ö. 240’ta Yunanlı filozof Eratosthenes tarafından hesaplandı.
Geçmişte Dünya’nın Tepsi Gibi Düz Olduğuna İnanılırdı.
Babilliler, Dünya’nın düz olduğuna inanırdı. Gökyüzünde, üzerilerine gök cisimlerinin yapışık olduğu yedi kristal katman olduğu fikri yaygındı. Tanrıların da en üst katlarda olduğuna inanılır ve gök kubbe kutsal sayılırdı. Babilliler, Ay, gezegen ve yıldızlar hakkındaki bilgilerini M.Ö. 1860’ta yazıya döktü. İlk yıldız kataloğunu M.Ö. 1200’de kil tablete kaydettiler. Sayı sistemleri 60 tabanına dayalıydı. Dairenin açısının 360 derece, saat ve dakikanın 60’ın katları oluşu Babil matematiğine dayanır. Babilli matematikçiler yıl içinde, gündüz ve gecenin uzayıp kısalmasını kil tabletlere aktardı. Venüs’ün doğuşu ve batışındaki farklılıkları 21 yıl boyunca kaydettiler. Gezegen ve burçları izleyip, bazı insanların hala inandığı yıldız falını tasarladılar. Takımyıldızlarını tanrılara benzetip burçlara isim verdiler ve fal baktılar. Babilliler; Merkür’e Nabu, Venüs’e İştar, Mars’a Nargal, Jüpiter’e Marduk ve Satürn’e Ninurta diyerek gezegenlere kendi tanrılarının adlarını verdiler. Takvimlerini Ay’a göre yaptılar ve ayların adını burçlarla ilişkilendirdiler. Nisan ayının adı “Nisanu” ve Temmuz ayının adı da “Dammuzi” idi. Babilliler, astronomi alanında uzman oldukları halde Dünya’nın düz olmadığını anlayamadı.
Yunanlı Filozoflar Dünya’nın Küre Şeklinde Olduğunu Açıkladı Finikeliler M.Ö. 600’de Afrika’nın güneyinde, güneşin gün içinde izlediği yolun kuzeye yatık olduğunu görmüştü. Yunanistan’da ise güneşin izlediği yol güneye yatıktı. “Güney Afrika’da güneş kuzeyden doğar” ifadesi korku yarattı. Heredot buna pek inanmadığını yazmıştı. Bazı filozoflar bunun Dünya’nın küre olduğunu gösterdiğini söyledi ama kabul edilmedi. Platon, öğrencilerine M.Ö. 400’lerde Dünya’nın bir küre olduğunu anlatırdı. Platon Dünya’nın çevresinin 63-74 bin kilometre olduğunu tahmin etmişti. Arşimet’in tahmini ise 55.000 kilometre idi. Platon’un öğrencisi olan Aristo da okulunda, Dünya’nın ve gök cisimlerinin küre şeklinde olduğunu anlatırdı. Dünya küre şeklindedir demesinin nedeni, tanrıların kutsal gökte küre gibi mükemmel nesnelere izin vereceğine inanmasıydı. Gezegenlerin elips değil daire şeklinde yörüngeleri var derdi. Aristo, Kıbrıs’ta görülen bazı yıldızların Yunanistan’da görülmeyişi ve Dünya’nın Ay’a düşen gölgesinin daire oluşu, Dünya’nın küre şeklinde olduğunu kanıtlar derdi.
Dünya’nın çevresini hesaplayan Eratosthenes (M.Ö. 276-195)
Dünya’nın Çevresini Matematik Bilgisiyle Hesaplayan Eratosthenes
Dünya’nın küre şeklinde olduğu kabul görünce çevre uzunluğu merak konusu oldu. İskenderiye Kütüphanesi’nin müdürü olan Eratosthenes Dünya’nın çevresini M.Ö. 240’ta ölçerek tarihe geçti. Kütüphanede, Mısır’ın Aswan kentinde yazın en uzun gününde öğle vakti, güneşin su kuyularının içine tam olarak yansıdığını okuyunca etkilendi. Öğle saatinde dikili taşların gölgesinin kaybolduğunu da okuyunca, ışığın kuzey ve güney kentlerine farklı açılarla geldiğini anladı. Eratosthenes, İskenderiye ve Aswan kentleri arasındaki uzaklığın 5000 stadia yani 900 kilometre olduğunu firavunun katiplerinden öğrenmişti. Haziran ayını bekledi ve en uzun gün olan 21 Haziran’da öğle vakti diktiği çubuğun gölgesini ve yüksekliğini ölçerek güneş ışınlarının geliş açısını hesapladı. Açı 7 derece 12 dakika çıktı.
Eratosthenes, 2200 yıl önce Dünya’nın çevresini, (θ) açısını ölçerek hesapladı
Bu, yaklaşık olarak 360 derecenin 50’de birine eşittir. Aswan’da aynı gün öğle vakti güneş ışınları yere dik olarak yani 90 derece olarak geldiği için kuyunun dibine açı yapmadan ulaşıyordu. Öğle vakti kuyunun dibine güneş vuruyor ve su aydınlanıyordu. Güneş ışınları birbirine paralel olduğu için dünyanın merkezinden İskenderiye ve Aswan’a çizilen çizgiler arasındaki açı, Eratosthenes’in ölçtüğü açıya eşitti. Dünya’nın merkezinden İskenderiye ve Aswan kentlerini gören açı 360 derecenin 50’de biri olduğu için iki kent arasındaki uzaklık 50 ile çarpılırsa, Eratosthenes’in ölçümüne göre Dünya’nın çevresi 900×50 yani 45.000 kilometre çıkar. Dünya’nın çevresi ekvatorda 40.075, kutuplarda 40.008 kilometredir. Eratosthenes’in yaptığı ölçüm stadia birimine göreydi. Atina’da kullanılan stadia, Mısır’dakinden kısaydı. Eratosthenes Mısır yerine Atina’nın uzunluk birimini kullanmış ise Dünya’nın çevresi 40 bin kilometre çıkar. Ancak hangisini kullandığı bilinmiyor.
Eratosthenes, hurafe dolu bir ortamda matematik bilgisiyle Dünya’nın çevresini ölçtü. Bilimsel buluşların çoğu basittir ama onu görecek bilgi ve zeka gerekir.
Aşağıdaki videoya da göz atmanızı öneririz
VİDEO LİNK : https://www.youtube.com/watch?feature=player_embedded&v=YnI7E3nKD8U
Prof. Dr. Ural Akbulut
ODTÜ Kimya Bölümü
EĞİTİM DOSYASI : DÜNYANIN EN KUTSAL İŞİ “ÇOCUK OKUTMAKTIR” /// İ MKANINIZ VARSA ÇOCUK OKUTUN
2016 2017 Burs Veren Kurumlar Hangileri?
Üniversite kayıtları tamamlanırken vakıf ve dernekler de verecekleri burs miktarlarını ve koşullarını açıklamaya başladı.
Başvuruları eylül ayı içerisinde tamamlanacak bursların miktarı aylık 2000 TL’ye kadar ulaşıyor. Bu da aylık ortalama harçlıkları 1000 TL olan öğrenciler için adeta “can suyu” demek
Üniversite öğrencilerine burs veren vakıflar listesi açıklandı. Öğrenci Bursu Üniversite öğrencilerine burs müjdesi! Maddi durumu yetersiz olduğu için öğrenim hayatında sıkıntı çeken gençlere, hayırsever kurumların, kişilerin ve iş adamlarının kurduğu vakıflar destek oluyor.
Üniversite Öğrencilerine Burs Veren Kuruluşlar belli oldu
Türkiye’de hayır işlerinde çalışmalar yürüten çok sayıda dernek ve vakıf bulunuyor. Bu vakıfların en büyük amaçlarından birisi de maddi olanakları kısıtlı olan öğrencilerin eğitimlerine destek vermek öğrenci eğitim masraflarının altında ezilmiyor. Şehir dışında yüksek öğrenimini yapmak üzere okuyan üniversite öğrencilerine karşılıksız eğitim desteği veren çok sayıda vakfımız bulunuyor. Bu vakıflar her yıl eğitim- öğretim yılının başında burs başvurularını kabul ediyor. Yapılan değerlendirmeler sonucunda burs almaya hak kazanan öğrencileri tespit ederek her ay kendi bütçeleri oranında belirledikleri eğitim yardımını veriyorlar. Milyonlarca üniversite öğrencisi bu burslar sayesinde ailesine daha az yük olarak eğitimini sürdürmeye çalışıyor.
Üniversite öğrencilerinin maddi imkansızlıklar nedeniyle eğitimden yoksun kalmalarını bir nebze de olsa engellemeyi hedefleyen vakıflar, burs imkanı sunuyor. Vakıfların verdiği burs ücretleri 150 TL ve 400 TL arasında değişiklik gösteriyor. Öğrencilerin bir nebze de olsa sıkıntılarına çözüm sunmak için karşılıksız burs desteği vermeyi sürdürüyorlar. Bu kurumlar, eğitim süresi boyunca burs alma kriterlerine uygun belli sayıdaki öğrencilere aylık 150 TL ile 400 TL arasında değişen rakamlarda burs ödüyorlar. Vakıfların öğrencinin eğitim derecesine göre farklı burs alternatifleri bulunuyor. İşte üniversite öğrencilere karşılıksız burs veren vakıflardan bazıları…
TOPLUM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI
TOG’un koşulları diğer vakıflardan oldukça farklı… En önemli koşul, haftada en az 4 saat herhangi bir toplumsal sorumluluk projesinde gönüllü olarak yer almak… Türkiye’deki 60 üniversitede ağ kuran TOG’un diğer kriteri akademik başarı… Bursun devamlılığı için öğrencinin başarı devamlılığı esas alınıyor. Ortalama 130 milyon lira burs veriliyor. Geri ödemesi yok. Tel: (0216) 321 89 88
İSTANBUL SANAYİ ODASI VAKFI
Eylül’de başvurular alınıyor. Karşılıksız olarak veriliyor. Dilekçe ile başvuru yapılıyor, uygun adaya burs veriliyor. Tel: (0212) 293 54 18
HACI ÖMER SABANCI VAKFI
31 yıldır 24 bini aşkın öğrenciye burs veren vakıf, her yıl bir taban puan belirliyor. Bu yılın puanları henüz belirlenmemiş ama vakfın amacı hem başarılı hem dar gelirli öğrencilerin yüzünü güldürmek… Burs başvuruları 15 Eylül ile 15 Ekim arasında yapılıyor. Kasım ayı sonunda kazananların isimleri açıklanıyor. Vakıf, bursu, yükseköğrenim süresince her yıl 9 aylık bir süre için ve geri ödeme yükümlülüğü ile veriyor. Geri ödeme ise, okulunu bitirip, bir işe giren öğrenciden tam bir yıl sonra 24 ay taksitli olarak alınıyor.
Sabancı Vakfı Telefon: 0212 385 8800
İSTANBUL TİCARET ODASI
İTO, İstanbul il sınırları içerisindeki devlet üniversitelerinin ekonomi ile ilgili bölümlerinde okuyan öğrencilere burs veriyor. Burs alabilmek için çeşitli yaş sınırları aranıyor. Öğrencinin başka bir yerden burs almaması koşulu da var. Geri ödemesi yok. Ara sınıf ise alt sınıftan dersinin olmaması gerekiyor. Özel üniversite ve ikinci öğretimde okuyan öğrencilerin başvuruları kabul edilmiyor. Her yıl Ekim-Kasım aylarında başvuru yapılabiliyor. Tel: (0212) 455 60 52
21.YÜZYIL Eğitim ve Kültür Vakfı (YEKÜV) BURS PROGRAMI
Kimler Burs Alabilir? Amacı ülke çocuklarının, gençlerinin ve tüm insanlarımızın eğitsel, sosyal ve kültürel gelişimlerine katkıda bulunmak olan YEKÜV, başarılı fakat eğitimlerini sürdürürken zorlanan ve her yıl belirlenen şartları taşıyan öğrencilere burs imkanı sunuyor. Karşılıksız burs veren kurumlar için haberimizin devamını okuyun.
İSTANBUL TİCARET ÜNİVERSİTESİ
1 yılı 3.5 not ortalaması ile bitiren öğrenci, sonraki yılı başarı bursuyla okuyor. Yarışmalarda Türkiye’yi temsil edip derece alanlara spor bursu veriliyor.
21. YÜZYIL ANADOLU VAKFI MAHMUTBEY
21.Yüzyıl Anadolu Vakfı Mahmutbey Yolu cad.No:53 Şirinevler Tel:2126543769
ADEM ÇELİK BEYKENT VAKFI
Adem Çelik Beykent Eğitim Vakfı Gürpınar E-5 ayrımı Beylikdüzü Tel: 2128721125
A. NİHAT GÖKYİĞİT EĞİTİM SAĞ. KÜLTÜR SAN. VAKFI
A.Nihat Gökyiğit Eğitim Sağ. Kültürtür.San. Vakfı Tekfen Sitesi 80600 Etiler
BAŞBAKANLIK BURSU İLE İLGİLİ DETAYLI BİLGİ İÇİN TIKLAYIN
AKKANAT EĞİTİM VE SAĞLIK VAKFI BURSU
Akkanat Eğitim ve Sağlık Vakfı Bursu Merkezi İstanbul’da bulunan Akkanat Eğitim ve Sağlık vakfı her yıl yüzlerce üniversite öğrencisine burs veriyor.
Adres: Evren Oto Sanayi Sitesi Yanyol 2.Kısım No:6 İstanbul / İSTANBUL Telefon: 0 212 622 41 00
ABDÜLKADİR ERİS EĞİTİM VAKFI
Adres: Abdülkadir Eriş Eğitim Ve Sos.Y Vakfı Cumhuriyet cad. No:27 K:4 Taksim
ABDURRAHMAN BİLİMLİ KÜLTÜRTÜR SA. SOS. VAKFI
Abdurrahman Bilimli Eğitim Kültürtür.Sağ.Sos.H Vakfı Davutpaşa cad.Yıldız sok. No:3 Topkapı
ALARKO EĞİTİM VE KÜLTÜR VAKFI
Alarko Eğitim ve Kültür Vakfı - Önemli Notlar Burs başvuruları okulların burs ofislerine yapılmalıdır. ALEV doğrudan burs başvurusu kabul etmemektedir. Okulların burs ofisleri bildirilen kontenjan kadar öğrenciyi seçer ve ALEV yönetimine iletir. Vakfın Amacı Ulusumuzun çağdaş uygarlık seviyesine ulaşması için toplumumuzun eğitim ve kültür seviyesinin yükselmesine katkıda bulunmaktır. ALEV, bu amaçla eğitim çağındaki başarılı ve kabiliyetli gençlerin yetişmesi için her yıl “Karşılıksız Burslar” vermektedir. Karşılıksız burs başvuruları detaylarda..
DARENDİLİLER EĞİTİM VAKFI
Darendeliler Y.Eğitim Ve Kültür Vakfı
ORTA DOĞU TEKNİK ÜNİVERSİTESİ (O.D.T.Ü.)
Makina Mühendisliği Bölümü, Endüstri Mühendisliği Bölümü, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü,
İSTANBUL TEKNİK ÜNİVERSİTESİ (İ.T.Ü.)
Makina Mühendisliği Bölümü, İşletme veya Endüstri Mühendisliği Bölümü, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, İnşaat Mühendisliği Bölümü,
İSTANBUL ÜNİVERSİTESİ (İ.Ü)
İşletme Fakültesi, ANKARA ÜNİVERSİTESİ (A.Ü) Siyasal Bilgiler Fakültesi İşletme Bölümü,
BOĞAZİÇİ ÜNİVERSİTESİ (B.Ü.)
Makina Mühendisliği Bölümü, Endüstri Mühendisliği Bölümü, Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İşletme Bölümü,
GALATASARAY ÜNİVERSİTESİ (G.S.Ü)
Bilgisayar Mühendisliği Bölümü, Endüstri Mühendisliği Bölümüöğrencilerini kapsamaktadır. Yukarıdaki öğrencilerden lisansüstüne devam edenlerin bursları devam ettirilir.
ENSAR VAKFI Ensar Vakfı BURS ÇALIŞMALARI
Ensar Vakfı, kuruluşundan bugüne kadar çeşitli üniversitelerde okuyan öğrencilere her ay karşılıksız burs verme faaliyetini sürdüre gelmiştir. Burs alacak öğrencilerin seçiminde; Başarılı olmak ve maddi imkânsızlık içinde olmak gibi şartlar ön planda tutulmaktadır. Ayrıca Yüksek Lisans ve Doktora yapan öğrencilere de karşılıksız burs verilmektedir.
FEVZİ AKKAYA VAKFI
Feyzi Akkaya Temel Eğitim Vakfı, 1980 senesinden bu yana, teknik liseler ve endüstri meslek liselerinde okuyan, maddi durumu müsait olmayan öğrencilere burs vermektedir. Vakfın burslarından bugüne kadar 50 bini aşkın öğrenci faydalanmıştır. Vakıf bursları karşılıksızdır ve bursiyerlere mecburi hizmet koşulu öne sürülmemektedir. Ancak, vakfın bursundan yararlanıp iş hayatına atılanlar, kendileri gibi, en az bir Türk gencine destek vermeyi vicdani bir yükümlülük olarak kabul ederler.
DR. ALİ MÜMTAZ GÜRSOY VAKFI
Dr. Ali Mümtaz Gürsoy Okut Vakfı Dr. Ali Mümtaz Gürsoy Okut Vakfı İl: İstanbul Telefon: (216) 348 75 40 Adres: Kırtasiyeci Sok. Ekşioğlu İşhanı No:11 K:2 D:48 Kadıköy / İstanbul
İZZET BAYSAL VAKFINDAN BURS ALABİLME ŞARTLARI
1. Abant İzzet Baysal Üniversitesi’nin dört yıllık bölümlerine en yüksek puanla birinci sırada kayıt yaptıran birinci öğretim lisans öğrencilerine vakfımız tarafından burs verilmektedir.
2. Bölüm birincilerinden sonra gelen en yüksek puanlı Bolu’lu bir öğrenciye daha vakfımız burs vermektedir. Bu öğrencilerin, Bolu Merkez İlçe veya diğer İlçe ve köylerinde doğup, buraların nüfusuna kayıtlı olması gerekmektedir.
KİBAR EĞİTİM ve SOSYAL YARDIM VAKFI
İlk, orta, yüksek ve lisansüstü eğitim düzeylerinde okuyan, araştırma ve inceleme yapan yetenekli, maddi olanaktan yoksun çocuklara ve gençlere, burs veriyor. Vakıf toplamda 60 öğrenciye burs veriyor. Üniversite öğrencilerine 12 aylık 85 TL burs verirken, İlköğretim öğrencilerine 75 TL burs veriyor. Burs başvuruları Eylül ayında yapılıyor. Vakfın verdiği burslarla ilgili detaylı bilgiye www.kibarholding.com.tr adresinden ulaşabilirsiniz.
ŞAHİNLER VAKFI BURSU
Mali durumu çok zayıf olan belgeleyen öğrencilere burs veren vakıf, hazırlık veya 1. sınıf öğrencileriyle üniversite okuyan kardeşleri olanlara tip, hukuk ve mühendislik fakülteleri öğrencilere öncelik veriliyor. Burs, bir öğretim yıl botunca ve 9 aylık süre ile veriliyor.
TADEV TADEV üniversite öğrencilerine 1995 yılından itibaren karşılıksız burs vermek üzere çalışmalar yapmaktadır.
RUMELİ EĞİTİM VAKFI
Başta Rumeli kökenli ve şehit ailelerinin orta dereceli okullardan mezun olup maddi yetersizliklerden dolayı üniversite veya yüksekokullarda okuma olanağından mahrum kalan öğrencilerin her türlü eğitim, öğretim ve sosyal ihtiyaçlarının karşılanması için burs vermekteyiz. Okudukları okullarda parmakla gösterilecek şekilde başarılı olan Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı başarılı öğrencilerimizi ödüllendirmek, maddi ve manevi yönden de destek olmak amacı ile üstün başarı bursları vermekteyiz.
YUMLU EĞİTİM KÜLTÜR ve BİLİM ARAŞTIRMA VAKFI
Yumlu Vakfı, maddi imkanları nedeniyle yüksek öğrenimlerine devam etmekte zorluk çeken başarılı öğrenciler için burslar sağlamakta ve sağlanan imkanı desteklemek amacıyla sosyal gelişim konuları da dahil olmak üzere bursiyerlerine özel imkanlar yaratmaya gayret göstermektedir.
Başvuru: http://www.onder.org.tr’de.
ESKİŞEHİR SANAYİ ODASI
Eskişehir Sanayi Odası: Mühendislik, ekonomi, maliye, işletme ve iş idaresi bölümlerinde okuyan, birinci ve ikinci sınıf üniversite öğrencilerine veriliyor. Telefon: 222 236 03 60
TÜRKİYE DİYANET VAKFI
Diyanet İşleri Başkanlığı ile Türkiye Diyanet Vakfı’nda çalışanların yüksek öğretim kurumlarında okuyan çocuklarına burs veriyor. Telefon: 312 – 417 12 35
İSTANBUL TİCARET BORSASI VAKFI
Marmara veya İstanbul Üniversitesi ekonomi bölümünde okuyan öğrencilere karşılıksız burs veriyor.
TÜRK DİL KURUMU
LYS’de ilk 2000′e giren öğrencilere aylık 400 TL burs veriyor.
KIZILAY GENÇLİK MÜDÜRLÜĞÜ 0312 430 23 00
Dernekçe verilmekte olan karşılıksız burs yardımları, sosyal himayeye muhtaç, kendi imkânları ile tahsil hayatlarını devam ettiremeyen öğrencilere verilmekte olup öğrencinin başarılı olması ve sınıfta kalmaması gerekmektedir. Burs almaya hak kazanan öğrenciler sınıflarını geçtikleri ve herhangi bir şekilde öğrenimlerine ara vermedikleri takdirde bursları tahsil hayatları boyunca devam etmektedir.
SAĞLIK EĞİTİM VAKFI
0212 512 18 78 Başvuru Ağustos-Eylül aylarında yapılıyor. Ağırlıklı olarak tıp fakültelerindeki öğrenciler tercih ediliyor ve 3′üncü sınıftan sonraki öğrencilere veriliyor. Burs alacaklar not ortalamalarına göre seçiliyor.
SEMA YAZAR GENÇLİK VAKFI
www.semayazar.org.tr / 0312 440 16 16 Başarılı ve sosyoekonomik durumu burs almasını gerektiren üniversite öğrencilerine burs veriyor. Bursun devamı her yıl başarılı olma koşuluna bağlı. Müracaatlar ekim ayı başında sona eriyor. Başvurular vakıftan alınacak formla yapılabiliyor.
TOPLUM GÖNÜLLÜLERİ VAKFI
www.tog.org.tr / 0216 321 89 88
Toplum Gönüllüleri Vakfı 2005-2006 öğrenim yılından başlayarak TC vatandaşı olan öğretmen çocuklarına (devlet ilköğretim, lise ve dengi okullarında görevli veya bu okullardan birinden emekli bir anne ve/veya babanın çocuğu olan) burs sağlamaktadır.
YAŞAR EĞİTİM KÜLTÜR VAKFI
www.yasar.com.tr/vakif / 0232 482 22 00
Üniversitelerde, yüksek ve ortaöğretim kurumlarında okuyan yetenekli, çalışkan, başarılı ancak maddi olanakları kısıtlı öğrencilere, vakfın Öğrenci Burs Yönetmeliği çerçevesinde tamamen karşılıksız burs verilmektedir. Başvurular eylül – ekim aylarında yapılır.
Adres : Aliye Şevket Pozcu Eğitim Öğrt Vakfı Paşa Limanı cad. 64/1 Kuzguncuk Üsküdar Tel: 2164922031 Bizim Anadolu Eğitim ve KültürVakfı Bulgurlu Mescit Sok. No:7/1 Üsküdar Tel:2163489653
İSTANBUL TİCARET ODASI BURSLARI
Ara sınıflardan başvuru yapan öğrencilerde; ¨ Öğrencinin not ortalamasının 4 üzerinden en az 2,25 veya 100 üzerinden en az 60 olması ve bir üstyıla geçiş hakkını kazanmış olması gerekmektedir.
Lisans Başvuru Formu b) Yüksek lisans (master) bursları : Oda’nın çalışma alanı içinde (İstanbul) bulunan devlet üniversitelerinin İktisat, İşletme, İktisadi ve İdari Bilimler, Endüstri ve İşletme Mühendisliği, Siyasal Bilimler Fakülteleri ile dört yıllık Bankacılık ve Sigortacılık Yüksek Okulu’nda öğrenim gören yüksek lisans (master) öğrencilerine verilir.
ÇORLU TİCARET VE SANAYİ ODASI BURSU
Çorlu TSO Bursu İçin Aranan Şartlar:
*Anne ve/veya Babanın vefat etmiş olması (öncelik) ,
*4 yıllık üniversiteye girmeye hak kazanmış olmak/öğrencisi olmak,
*Bir önceki döneme ait derslerden geçmiş olmak,
*Başka bir kurumdan burs almıyor olmak,
*Ailenin, Çorlu veya Çorlu’nun köylerinde ikamet ediyor olması.
Yukarıdaki şartlara uymayanların başvuruları kabul edilmeyecektir. İstenen Evraklar:
*Çorlu TSO’dan Temin edilecek Başvuru Formu, *Vukatlı Nüfus Örneği, *1 Adet Fotoğraf, *Banka Hesap Numarası, *Öğrenci Kimlik Belgesi, *Ailede çalışanlara ait Gelir Durumunu Gösterir Belge, *Transkript (Bir önceki yıla ait borçlu dersin olmaması).
MEHMET ZORLU VAKIF BURSU
Mehmet Zorlu Vakfı, temel faaliyet alanı olan, eğitime destek çerçevesinde her eğitim döneminde yüzlerce öğrenciye burs vermektedir. Başarı ve ihtiyaç kriteri gözetilerek seçilen bursiyerler, Ekim-Haziran ayları arasında toplam 9 ay süreyle burs almaktadır.
TUBİTAK BURSU
Türkiye’de Doğa Bilimleri, Mühendislik ve Teknoloji, Tıbbi Bilimler, Tarımsal Bilimler, Sosyal Bilimler ve Beşeri Bilimlerde(*) tezli yüksek lisans yapmakta olan öğrencilere karşılıksız burs verilecektir.
TÜBiTAK BURSU BAŞVURU ŞARTLARI İLE İLGİLİ BİLGİ İÇİN TIKLAYIN
TEKFEN VAKFI BURSU
Burslar, başarı oranı yüksek öğrencilere Yönetim Kurulunca yapılacak değerlendirmeye göre verilir. Burstan istifade edebilmek için öğrencinin okuldan, herhangi bir özel kurum ya da kuruluştan başkaca burs almamış olması şarttır. Burs talebinde bulunan adayın, burstan yararlanabilmesi için Tekfen Vakfı Öğrenim Bursu Uygulama Kriterlerinde öngörülen şartlara uyması, Yönetim Kurulunca bursiyerliğinin kabulü gerekir. Yönetim Kurulu’nun uygun gördüğü sürece bursiyerlerin burs alabilmeleri için öğrenime ara vermemiş olmaları ve öğrenimlerinin aksaksız devam etmesi şarttır.
Bursiyerlerin bursunun devamı için, bursiyerin sınıfını hiçbir dersten kalmadan geçmesi ve eğitimini normal sürede bitirmesi şarttır.
CAFER SADIK ABALIOĞLU BURSU
Bu vakıf her yıl üniversite öğrencilerine burs vermektedir. Burs başvurusunu yapabilmek için herhangi bir yerden burs almıyor olmak, bursu yardımına ihtiyacınızın olması, alttan dersinizin olmaması (transkrip istiyorlar) gerekmektedir. Cafer Sadık Eğitim Vakfı sadece belirlemiş olduğu üniversitelerde okuyan öğrencilere burs hizmeti sağlamaktadır.
İşte burs başvurusu yapabilecek üniversitelerin isimleri:
İstanbul Üni.
Hacettepe Üni.
ODTÜ
İTÜ
Boğaziçi Üni.
Ege Üni.
Ankara Üni.
Yıldız Teknik Üni.
Marmara Üni.
9 Eylül Üni.
Katü
Pamukkale Üniversitesi
Detaylı bilgi için: Adres: Çamlık Cad. Apt no:9, 2. ve 3. kat Denizli, Kınıklı Telefon: 0 258 213 43 00 IC
İBRAHİÇ ÇEÇEN VAKFI BURSU
Her yıl olduğu gibi IC İBRAHİM ÇEÇEN VAKFI başarılı ve maddi desteğe ihtiyacı olan üniversite öğrencilerine 2011-2012 öğretim yılında da karşılıksız burs verecektir.
KARŞILIKSIZ BURS NASIL ALABİLİRİM
ELGİNKAN VAKFI
Vakfımızın burs adaylık ve başvuru şartları. Maddî İmkânları Yetersiz Olmak Vakıf bursuna aday olabilmek için öğrencinin maddî imkânlarının yetersiz olduğunu kabul ve beyan etmesi esastır. Bunun için her aday, ailesinin ve kendisinin mal varlığı ve gelir durumunu tam olarak belgelendirmek zorundadır
VEHBİ KOÇ BURSU
Maddi gücü yetersiz ama yetenekli gençlere eğitimde fırsat eşitliği yaratmak. Vakıf bu nedenle, “okumaya hevesli gençler”i 1969 yılından bu yana verdiği eğitim burslarıyla desteklemekte ve onların topluma yararlı olmalarına imkan sağlamaktadır. Vehbi Koç Vakfı 2008 sonu itibarıyla 40 bine yakın öğrenciye burs vermiştir. Nitelikler Meslek lisesi ve üniversite ağırlıklıdır. Her Alanda Öncü… Vakıf bugüne dek kamu ve özel kuruluşlar arasında üniversite öğrencilerine en yüksek tutarda burs veren kuruluş olmuştur. Vakfın burslarından her yıl 2.000′e yakın genç yararlanmaktadır. Vehbi Koç Vakfı toplam bursiyer adedi, Meslek Lisesi Memleket Meselesi Projesi ile, 10.000 olarak hedeflenmektedir.
SABANCI VAKFI
LYS’de Sabancı Vakfı tarafından belirlenen taban puanları sağlayarak yine Sabancı Vakfı tarafından burs kontenjanı tahsis edilen üniversitelere yerleştirilen başarılı ve maddi desteğe ihtiyacı olan öğrencilere verilir.Burs başvurusu yapmak isteyen öğrenciler 15 Eylül – 15 Ekim tarihleri arasında öğrenim gördükleri üniversitelerin Öğrenci İşlerine / Burs Ofisine başvuru yaparlar. Üniversite tarafından bursiyerlerin değerlendirilmesi adayların yüksek başarı ve maddi gereksinimi dikkate alınarak yapılır, seçilen bursiyerlerin isimleri Sabancı Vakfı’na bildirilir.
TÜRK PETROL VAKFI
Muallim Naci Cad. No: 43 Ortaköy Mh. Beşiktaş, İstanbul,
TÜRKİYE MİLLİ KÜLTÜR VAKFI
Feshane Caddesi, Kızıldeğirmen Sokak No:1 Eyüp 34060 İSTANBUL Tel : +90(212) 417 64 78 – 79 – 80 Faks :+90(212)417 61 85 e-posta : tmkv ttmail.com bilgi tmkv.org.tr
BİRLİK VAKFI
Yeniçeriler Cad. No: 13 Çemberlitaş Fatih / İSTANBUL Telefon :0(212) 516 41 27 0 (212) 516 41 28 Faks :0 (212) 516 41 29 E-Posta :İnfo@birlikvakfi.org.tr
Karşılsız Burs Veren kurumlar ile ilgili bilgiler genel genel haber sitelerinde yayınlana bilgiler örnek alınarak hazırlanmıştır.
Not: Yeni Eğitim ve Öğretim yılında Burs Veren Kurumlara ait güncel bilgileri ilgili kurumun resmi web sayfasından edinebilirsiniz.
Burslu Okumanın Şifreleri!
Vakıf üniversitelerini tercih edecek adayların aklına ilk gelen soru burslar, peki hangi üniversite ne kadar burs veriyor, burs almanın incelikleri neler?
Yükseköğretim Kurulu’nun Yeni akademik yılı için üniversitelere vereceği kontenjanlar heyecanla beklenirken, Üniversite Tercih Merkezi (UTM) vakıf üniversitelerinin bursluluk oranları ile ilgili yaptığı çalışmanın ayrıntılarını NTV ile paylaştı.
Araştırma, kaynaklarını eğitim için vakfetme taahhüdü ile kurulan vakıf üniversiteleriyle ilgili ilginç detayları ortaya koyuyor.
ORTALAMA ORAN % 37,6.
Konu ile ilgili görüşüne başvurduğumuz UTM Bilişim Koordinatörü Sinan Ataseven 2014 ÖSYS’de vakıf üniversitelerinde bulunan yaklaşık 134 bin kontenjanın dört farklı bursluluk kategorisine ayrıldığını belirterek, adayların tercihlerini yaparken, %25, %50, %75 ve %100 burslu programlar arasından seçim yapabildiklerini söyledi.
Bu bursların adaylar arasında ÖSYM bursu olarak adlandırıldığını hatırlatan Ataseven, bursların sürekliliğinin üniversiteden üniversiteye göre değişiklik gösterebildiğini vurguladı.
Çalışmanın detaylarına göre, geçen sene vakıf üniversitelerindeki önlisans (MYO) kontenjanlarında ortalama bursluluk oranı %36.9 iken, lisans kontenjanlarında bu oran %38.1’e tırmanıyor. Tüm kontenjanlar dikkate alındığında vakıf üniversiteleri kapasitelerinin %37,6’sini herhangi bir parasal girdi olmadan yapılandırmış durumdalar.
İNDİRİMLE BURS KARIŞTIRILMAMALI
Vakıf Üniversitelerinin YÖK kuralları çerçevesinde kontenjanlarında en az %10 bursluluk oranı yakalaması gerektiğini söyleyen Ataseven, bazı vakıf üniversitelerinin, varoluş nedenlerinin doğal gereği olarak yüksek burs vermeyi hedeflediklerini, bazılarının ise ancak yüksek burs oranları ile öğrenci çekmeyi becerebildiklerini hatırlattı.
Bazı üniversiteler tarafından adaylara sunulan ilk tercih, peşin ödeme, ana/baba mesleğine dayalı vb indirimlerin burs olarak değerlendirilemeyeceğini söyleyen Ataseven, adayları üniversitelerin burs yönergelerini okumaları konusunda uyardı.
VERİMLİ İŞLETİLİYORSA YÜKSEK BURS VEREBİLİR
Bursluluk konusunda görüşlerine başvurduğumuz Vakıf Üniversiteleri Birliği Genel Sekreteri ve Nişantaşı Eğitim ve Kültür Vakfı Başkanı Levent Uysal, 1984 senesinde Bilkent Üniversitesi’nin kurulması ile başlayan süreçte, aradan 30 yılı aşkın bir süre geçmesine rağmen kamuoyunda vakıf üniversitesi kavramının hala anlaşılamamış olduğunu vurgulayarak, sözlerine şöyle devam etti.
"2547 sayılı kanun ve sair mevzuat çerçevesinde ülkemizde özel üniversite kurulamaz. Kamuoyunda özel üniversite olarak bilinenler vakıf üniversiteleridir. Vakıf üniversitelerinin kar etmeleri durumunda bunu eğitim amacıyla kullanmaları zorunluluktur. Bursluluğu da bu çerçevede değerlendirmek gerekiyor. Bir üniversite, ne kadar etkin yönetiliyor ve verimli işletiliyorsa, o kadar çok kaynak yaratır, o kadar çok burs verebilir. Etkin yönetim becerisi gösteren bir üniversitenin ikinci görevi, hak eden öğrenciye bursu verecek mekanizmaları kurmaktır.
Bu konuda www.burskolay.com uygulamasının model uygulama olduğunu söyleyebilirim. Siteye kayıt yapan adayların, doğru tercih yapabilmeleri için gerekli tüm destek veriliyor. Bilinçli bir tercih yapan her adayın da bursu hak ettiğini düşünüyorum. Adaylar ve aileleri, üniversitelerin bursluluk oranlarının arkasında yatan samimiyet ve beceriyi titizlikle değerlendirmeli."
OKUNMAYA DEĞER HİKAYELER : SOĞUK VE ADALETSİZ DÜNYAMIZDAN YÜREK ISITAN BİR HABER
Fotoğrafıyla yürek burkan minik ‘Umut’ sağlığına kavuştu
Nijerya’da terk edilmiş bir halde bulunan ve Danimarkalı yardım çalışanı tarafından su içirilirken çekilen fotoğrafı dünya medyasında büyük yankı uyandıran Nijeryalı çocuktan haber var!
Geçen yıl sadece iki yaşındayken “cadı” olduğu gerekçesiyle sokaklarda ölüme terk edilen Nijeryalı çocuk, Anja Ringgren Loven tarafından kurtarılmıştı.
Hope (Umut) olarak anılan küçük çocuk sağlığına kavuştu ve okula başladı. Loven’in geçen günlerde sosyal medyadan yaptığı paylaşımlarda, minik Hope, gayet mutlu ve sağlıklı görünüyor.
Loven, ABD eski Başkanı Barack Obama’yı geride bırakarak, Alman OOOM Magazine dergisi tarafından “2016 yılının en ilham verici insanı” seçilmişti.
MASON & SABETAY DOSYASI : Sadece Dünya Değil Ay da mı Masonların Kontrolünde ???
Masonların gizli bir topluluk olarak tüm dünyayı, yeni dünya düzeni çevresinde dizayn ederek, kendilerince şekillendirip, yönetmek için arzulu oldukları ve bu plan için çalıştıklarını pek çok kişiye göre tartışılmaz bir gerçektir. İddiamız biraz komik bir başlıkla verirse de aslında dünyanın masonlar tarafından yönetildiği pek çok kişiye göre doğru olsa da, net bir kanıtı yoktur. Ancak ayın masonların yetkisi altında olduğuna dair bir kanıt bulunmaktadır. 1969 yılında gidersek Amerika, Apollo 11 aracıyla Aya ilk insanı yollamış ve kayıtlara göre Neil Armstrong aya basan ilk insan olmuştur. Kartal isimli uzay aracıyla Amstrong Ay üzerinde görülmüş(canlı yayında) ve onu çekmek için Buzz Aldrin beraberinde aya inmiştir. Ancak bu yolculuğun gerçekliği hala tartışılmaktadır. Ay yolculuğunun Aslında sahte olduğu ve aya gidiş yalanı şeklinde dünya kamuoyuna servis edildiği iddiası hala mevcuttur. Daha önceki Amerika’nın aya ayak basma yalanı yazımızda bunları belirttik. Gelelim masonlar ve ay ilişkisine. Dünya üzerinde etkili bir güç olan Mason locası aya da damgasını vurmuştur. Aya resmiyette ilk ayak basanlardan biri olan Buzz Aldrin mason olup, Teksas Hür ve Kabul Görmüş Masonlar büyük Locasına üyedir. Aldrin, Ay’a indiğinde uzay aracının içerisinde özel bir Mason ayını bile düzenlemiştir (Komünyon). Ayrıca Ay’ın artık Texas hür ve kabul görmüş masonlar locasının yetki altında olduğunu belirten bir tek bir belgede hazırlamıştır. Bu belge ile birlikte Masonların sadece Dünyayı değil ayıda yönettiği belgelenmiş oluyor. Ay’ın Masonlara ait olduğu belgesi çocuk oyuncağı olsa da aslında işin komik yanı. Ama gerçek olan kısım NASA ve onları yöneten masonlar olması, ay projeleri ay yarışı, Amerika’nın yönetilmesi nasıl Yapılan harcamalar ve bunların toplamında masonların etkisinin olmadığı düşünemez. Aya indiği Yalan mı Gerçek mi hala tartışılan Amerika’nın aya iniş olayı ile Soğuk savaş döneminde rakibine büyük fark attığı ve bu durumun Mason locasının işine gelmediğini herhalde söyleyen olamaz. Mason locası da aya ayak basılmasına bu kadar yenildiğini bu kadar sevinmiş olmalı ki kendi adamlarına böyle bir komik belge hazırlatmış önem vermiş. Aslında burada asıl sorulması gereken soru Amerika’yı kuranların Mason olması gibi Aya ayak basan ilk insanların içinde de Mason bir kişinin bulunması Sizce tesadüf müdür? |
SEMPOZYUM DUYURUSU /// I. Uluslararası Türklerin Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu /// 11-14.05.2017 /// WIND OF LARA OTELİ
Değerli Akademisyenler,
Sizleri 11-14 Mayıs 2017 tarihleri arasında Wind of Lara otelinde düzenlenecek olan I. Uluslararası Türklerin Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu’na davet etmekten mutluluk duyuyoruz.
Türklerin Dünyası Enstitüsü (Institüt für die Welt der Türken) ve Gotse Delçev Üniversitesinin ortaklaşa gerçekleştireceği I. Uluslararası Türklerin Dünyası Sosyal Bilimler Sempozyumu’nda Türk Dünyası ile ilgili çalışan bilim insanları buluşturularak bilimsel fikir alışverişlerinin önünü açmak; gelişmeler, değişimler ve yenilikler ile ilgili çalışma ortamı oluşturmak ve Türk Dünyası ile ilgili akademik literatürün nitelikli zenginleşmesine katkı sağlamak amaçlanmaktadır.
Bu bağlamda siz değerli akademisyenleri Antalya’ya davet ediyoruz. Tüm katılımcılar için bu sempozyumun, Türk Dünyası ve sosyal bilimler adına nitelikli bilgi üretimine katkı sağlaması, yeni bakış açıları ve önemli kazanımlar sunması dileğiyle…
LİNK : symposium-ifwt.org
KÜRESELLEŞME DOSYASI /// PROF. DR. MEHMET ERDAŞ : KÜRESELLEŞEN DÜNYADA ÖNEMLİ TEHDİTLERE K ARŞI ULUSAL SAVUNMA VE TEKNOLOJİ ÜRETME YÖNTEMİ
KÜRESELLEŞEN DÜNYADA ÖNEMLİ TEHDİTLERE KARŞI ULUSAL SAVUNMA VE TEKNOLOJİ ÜRETME YÖNTEMİ
Prof. Dr. Mehmet Erdaş Viyana, 22.10.2010
Yalnız Türkiye de değil tüm dünya da iş bulmak zorlaştı ve tüm dengeler şaştı. Finans baronlarının kuklası olan siyasetçiler işsizliğe çaresizlik ve suskunluk içinde kayıtsız kalıyorlar. Ekmek aslanın ağzından midesine, hatta ince bağırsağına kaydı. Irkçılık ve yeniden kurumsallaşmış dinlere yöneliş tüm dünyada yaygınlaşmaktadır. Sevgiyle ve özgüvenle, mutlulukla ışıldayan yüzlere ve gözlere hasret kaldık. Umut dolu olarak geleceğe güvenle ve hoşgörü ile bakan insan tipi yerine, suratı asık, gözleri kararmış, hep sadece kendinden başkasında suç ve suçlu arayan sapık insan tipleri çoğaldı. Cadde ve sokaklarda seks düşkünü, alkolik ve uyuşturucu bağımlısı gençler türedi. Eşcinsel ve feminist olanların sayısı artıyor; evlenmeler azaldı, boşanmalar çoğaldı.
Bunalım dönemlerindeki toplumlar da fal, şans oyunları, alkol ve sigaraya, uyuşturucuya rağbet artar. İnsanlar kendilerini kişiliksiz yapan değersiz şeylerle oyalamaya başlayınca, üretim-tüketim, arz-talep, gelir-harcama dengeleri de iyice bozulur. Batı toplumları sosyal, ekonomik, bilimsel, felsefi ve kültürel anlamda tüm zenginliklerine rağmen, gelecek hakkında son derece endişeli, huzursuz ve mutsuzdurlar.
Küresel ekonomik dengeleri belirleyen en önemli karar değişkenleri olarak; sermaye birikimi, döviz kuru, faiz oranları, enerji fiyatları, vergiler, haberleşme ve bilişim teknolojilerine erişim ile belirlenen insan gücü ve hayat kalitesi ile kaynak verimliliği oranlarına bakılmaktadır. Başarısız risk yönetimi ve eriyen varlık değerleri eski değerlerine ulaşamadı. Kasıtlı yayılan her türlü olumlu iyimser habere rağmen dünya ekonomisi ayağa kaldırılamadı. Amerika başta olmak üzere, işsizlik ve eşsizlik artık kalıntı değer (residual value) ve sosyal bunalım olarak tüm dünyada çığ gibi büyümektedir. Yine Amerika başta olmak üzere, silah satışlarından tutun da tüm stratejik proje ve yatırım, harcama kararlarında en önemli karar değişkeni, projenin yaratacağı gelir nakit akımlarının yanı sıra toplam istihdam etkisi olmaktadır; çünkü iş yoksa gelir yok, gelir yoksa eğitim ve sağlık imkânı yok; kalite refah, kısacası yaşanabilir bir hayat yok demektir.
İngiltere, Almanya, Fransa başta olmak üzere tüm Avrupa Birliğinde grevler protestolar yayılmaktadır. İngiltere de Hindistan ve Pakistanlılar, Fransa da Kuzey Afrikalılar emek piyasasına hâkim durumdalar. Almanya da ise Türklük ve Müslümanlık, Entegrasyon politikaları hedef tahtasına kondu. Almanya, 80 Milyar Euro tutarındaki yıllık tasarruf paketinin 30 Milyar Euro sunu, daha çok alt gelir gruplarına ve işsiz yabancılara yapılan sosyal güvenlik ve transfer harcamalarını kaldırarak finanse etmeyi öngören tasarruf paketini yürürlüğe soktu. Fransa da emeklilik yaşının iki yıl daha ötelenmesine, 60 dan 62 ye çıkarılmasına karşı halk ayaklandı. Çember iyice daralıyor, korumacılık eğilimleri artıyor. Herkes ve her ülke önce kendi ekonomik çıkarını düşünüyor; nasıl daha uzun süre sosyo-ekonomik dengelerini sürdürebileceğinin hesabını yapıyor.
Hal böyle iken, Türkiye de malum yapay gündem yaratıcısı, halkına tamamen yabancılaşmış medya ve köşe yazarlarımız, AKP hükümetinin Çin ile yaptığı anlaşmaları göklere çıkarıyor. Çin TL ye destek verecek, TL uçacak gibi uçuk kaçık haberler yapıyorlar. Çin senin anan mı baban mı kardeşin mi, yoksa biz bilmeden Çin sermayesine mi ortak oldunuz? Çin Seddi’nin Türklere karşı yapıldığını, tarih bilinci ile yapılan tüm uluslar arası anlaşmaları neden hatırlayıp sorgulayamıyoruz? Uyduruk asparagas haberlerle hep dolduruşa geliyor ve getiriliyoruz. İçimizden en becerikli, en hünerli ve bilgili, yüksek ahlaklı vatansever insanlarımız faili meçhul olarak öldürülüyor, ama kimsenin kılı kıpırdamıyor. Bu nasıl bir toplum yapısı ve tarih bilincidir ki, tüm savunma reflekslerini zaman içinde, sinsice ve planlı olarak uygulanan açılım politikaları ile gözü görerek, gözünün içine bakarak TV larda ve TBMM de söylenen yalanlarla talanlarla din tacirlerince yok edilmesine karşı hiç sesi çıkmıyor? Atatürk’ ün Türkiye Cumhuriyetini emanet ettiği Türk gençliği nerededir? Biz neden Fransızlar veya Almanlar kadar Milliyetçi olamıyor, Türklüğümüzle gurur duyamıyoruz?
Dünya emek ve sermaye piyasalarına açılmak, dünya refahından daha çok pay alabilmek, işsizlik sorununu aşarak dünya da daha çok söz sahibi olabilmek için, genç insan gücümüzün, eğitim ve emek kalitemizin mutlaka artırılması gerekmektedir. Küreselleşen dünya da artık Mühendislerimize yabancı lisan bilgisinin yanı sıra, Muhasebe ve Finans bilgisini, Bankacılık ve Risk Yönetimi bilgisini, IT ve Yazılım programlama bilgilerini uygulamalı olarak Üniversitelerde öğretmek zorundayız. Bir Hindistan’ lı veya bir Çin’ linin başardığını başarmak için tek çözüm daha kaliteli eğitimdir.
Gençlerimize hünersiz diplomalar vermekle, onlara ne yurt içinde ne de yurt dışında iş bulamayız, teknoloji üretemeyiz, hürriyet ve bağımsızlığımızı, vatanımızı koruyamayız. Kanımızı canımızı emen KSS-Küresel Siyonist Sermaye işbirlikçisi kukla hükümetlere ve emperyalist Finans Kapitale karşı tek umudumuz ve gelecek güvencemiz, dünya standartlarında yeni marka ve patent, yazılım ve yumuşak teknoloji üretebilecek yüksek matematik ve mühendislik eğitimine sahip, yüksek ahlaklı, vatansever ve milliyetçi özgüven sahibi Türk gençliğidir.
YÖK yok edilmeli, Üniversitelerimize öğrenci sayısı ile orantılı Teknoloji Araştırma ve Geliştirme bütçeleri tahsis edilmelidir. Bu bütçeler tam anlamıyla profesyonel olarak yönetilmelidir. Klasik Profesörlük ve doçentlik tezleri yerine, bilime katkı sağlayan, yeni ürün ve teknoloji geliştirmesine esas olabilecek doktora ve master tezleri üretilmelidir. İçi boş hünersiz ünvanlarla bir yere varamayız. Türklerin yarısı Müdür, diğer yarısı da Genel Müdür; esas iş yapacak orta kademe kaliteli teknik eleman yok Türkiye de! Eğitim sistemimizi bu hale getiren uşaklardan kurtarmalıyız. Her şey kaliteli bir eğitim ve sağlık sistemi ile başarılabilir. Neyin olmayacağını anlatan siyasi destekli hatip Profesörler yerine, çözüm üreterek neyin olması gerektiğini ortaya koyabilen, yeni teknoloji üretebilenler Profesör olmalıdır.
Zorunlu askerlik yerine yüksek teknolojiye sahip profesyonel ordu kurulmalı, asker sayısı azaltılmalıdır. Buradan yapılacak tasarruf ile elde edilecek kaynak tamamen yeni tamamen yazılım kontrollü insansız silah sistemlerine ve asker robotların geliştirilmesine harcanmalıdır. Yarı iletken yüksek hafızalı Malzeme Üretim teknolojileri, Nanoteknoloji, Mikroelektronik, Moleküler Biyoloji ve Genetik Laboratuarları kurulmalıdır.
Dünya da en önemli tehditler, biyolojik ve nükleer silahlar, yapay gıdalar, gen teknolojisi kullanılarak üretilen virüslerle yayılan salgın hastalıklar, kirli su ve kirli hava, toplum sağlığını tehdit eden tabii genetik yapısı başkalaştırılmış GDO lu gıdalar, enerji-petrol ve doğal yetmezliği, elektrik kesintileri, kanser ve çocuklarda gelişim bozukluklarına yol açan çevre felaketleri ( Tschernobyl kazası) yetersiz beslenme, yeni geliştirilen tahrip gücü yüksek silah sistemleri ve tabii afetlerdir. Yeni çağdaş bir tehdit değerlendirmesi yapılarak toplumsal milli güvenlik stratejimiz, AB, ABD ve NATO dışında yeniden hür ve bağımsız olarak Atatürk’ cü bir yaklaşımla yeniden ele alınmalıdır.
Hiçbir ülke, kendi menfaati olmadan başka bir ülkenin problemlerini çözmek için kaynak ayırmaz, parasını sermayesini insan gücünü çalıştırmaz. Dünya, uluslar arası dostlukların, paktların ve stratejik ortaklıkların bittiği, ya da anlamsızlaştığı, ölüm kalım misali menfaat çatışmalarına, yeni bir ırkçılık ve din savaşları, varlık-yokluk apokaliptik dönemine doğru hızla yol almaktadır. Tarih ne kadar da hak çizgisi ise, madde ve ruhun kanunu da o kadar birbirinin aynısı ve tıpkısıdır. Allah’ ın kanunları aynen tabiat kanunlarıdır ve sonsuz sayıdaki kuvvetin (cismin) sıfırlanmış bileşkesi olarak hiç değişmeden sonsuza kadar, madde ile ruh, ruh ile beden arasındaki enerji dönüşümünü, sonsuz devr- i daimi sağlarlar.
Tabiat kanunlarını anlayamayanlar, Allah’ ın kanunlarını da anlayamazlar. Haberleşmemizi sağlayan bir cep telefonu yazılım sistemi, uçtan uca en az dörtbin kez zaman ölçümü (time-clock) yapar.Her bir zaman ölçümü yeni bir adımı tetikler ve böylece bir uçtan diğerine bağlantı sağlanır. Kullanılan şifreleme (key coding) ve saplantı (dinleme-interception) teknikleri tamamen yüksek matematik ürünüdür. Bu soyutluk derecesinde düşünebilmek her beyne ve her kalbe, her insana nasib olmaz.
Gözün görmediği mikro-organizmaları ve kulağın duymadığı sesleri görülebilir ve duyulabilir hale getirmek, dünyanın ayaklarının altında sürekli döndüğünü hissetmek, ancak insan kalp ve beyninin eşzamanlı olarak aynı hedefe kilitlenmesi sayesinde, bilinen normal zaman kavramı aşılarak, karmaşık(gerçek ve hayali bileşenleri olan) aklı aşan bir zaman eksenine geçiş sayesinde mümkün olabilmektedir. Hayal ile gerçeğin birleşmesiyle isimler (kavramlar) cisimleşmekte, yepyeni teknolojik ürünler, küresel silah sistemleri ve uzay keşfedilebilmektedir. Bu yeni karmaşık zaman boyutu ve en üst soyutluk derecesindeki kavram sistemleri ile işlevsel düşünerek dünyaya bakabilmek, yeni teoriler, yeni keşifler yapabilmek için gerekli olan ilk adımdır. Ancak henüz yeterli değildir. Laboratuarlarda yapılacak test ve deneylerle prototip geliştirmek ve bunun için de finansman, yani parasal kaynak gereklidir. Bu para kaynağını sağlamak için devlet mekanizması içinde teşkilatlanmak gerekir. Peki ama burada şu anahtar, kilit soruyu soralım kendimize;
Devlet teknoloji üretmek istemez ve o maksatla teşkilatlanmaz ise, birey ve toplum teknoloji üretebilir mi?
Türkiye de teknoloji üretilememesinin, tüm ülkemiz insan ve hammadde kaynaklarının sadece yabancılara, KSS ye ve Finans Kapital e neredeyse bedava ve gümrüksüz sadece hammadde olarak pazarlanmasının, sonuç olarak Türklüğün ayaklar altına alınmasının en önemli ve tek nedeni nedir dersiniz?
Türkiye Cumhuriyeti Devletini, arka planda halktan tamamen kopuk olarak gizlice ele geçirip idare eden KSS ve masonik Siyonist güç odaklarının, onların önceden belirlediği ve kimler oldukları herkesçe bilinen uzaktan kumandalı yeteneksiz hünersiz bilinçsiz kuklalarının ve uşaklarının, asil Türk kanı ve Türk genleri taşımayan, kutsal vatan sevgisinden yoksun sahte aristokrat din tacirlerinin istememeleri, Atatürk’ ün çelik hürriyet ve bağımsızlık iradesine, Nutuk’ta anlattığı Kurtuluş savaşımızın berrak ve parlak tarih bilincine, dost düşman tanımına tamamen yabancılaşmaları, ya da doğuştan hiç sahip olmamaları değil midir?
Nuri Demirağ ın Türkiye de kurduğu ilk uçak fabrikasını kapattıran da aynı güç odaklarıdır.
Türkler tarih boyunca hiç bu kadar güçsüz durumda olmadılar. Ancak eğer asil Türk kanını taşıyıp da bilerek yaradanınıza iman etmişseniz, iyi biliniz ki, en güçlü ve en merhametli mutlak ve tek olan o ilahi kudretin temsilcisi, her şeye rağmen yine de en medeni ve en saygın insan da sizsiniz!
Son Yorumlar