Değerli Mağdur Kardeşlerimiz,
MK ULTRA Teknolojisine maruz kalan tüm mağdurların sesi olmaya devam ediyoruz. Öncelikle size MK ULTRA & TELEGRAM teknolojisi konusunda kısaca bilgi verelim. Sonra sizler için ne gibi çözüm önerileri sunabiliriz onu yazalım. Çözüm önerilerimiz yazının sonunda yer alıyor. Bu arada bizi aramaktan çekinmeyin. Çünkü telefonumuz KRİPTOLU HABERLEŞME’ye uygun dinleme ve izleme yapılamayacak özel bir hattır. Bu telefon üzerinden görüştüğümüz tüm haberleşmeler sadece sizlerin ve bizim bilgimiz dahilinde olacak ve kesinlikle başka kişiler erişemeyecektir. Bu nedenle aramaktan çekinmeyin. Eğer aramak isterseniz telefonumuz : + 90-539-570-2295
Şimdi kısa bir bilgilendirme yapalım.
Değerli Mağdur Kardeşlerimiz,
24 Ekim 2016 Pazartesi günü EMNİYET GENEL MÜDÜRLÜĞÜ / İSTİHBARAT DAİRE BAŞKANLIĞI’na toplam 6 DVD’den oluşan bilgi gönderdik ve eğer bu taciz takibi teknolojisi Emniyet tarafından kullanılıyorsa kesinlikle kullanılmaması gerektiğini bir kez daha hatırlattık. Yok eğer kullanılmıyorsa bu konuda mağdurlara makul bir açıklama yapabilmek için bu sorunun araştırılarak varsa sorumlularının tespit edilmesini ve yargı önüne çıkarılmasını talep ettik. Biliyorsunuz 9 ay kadar önce de MİT MÜSTEŞARLIĞI’na aynı bilgileri gönderip uyarı vazifemizi yaptık. Ancak henüz bir geri dönüş yapılmadı. Bunu da belirtelim.
Bu konuda ki gelişmeleri sizinle paylaşmaya devam edeceğiz.
MK-Ultra Projesi Türk Vatandaşlarına mı uygulanıyor ??
TÜRKİYE’de 2000’li yıllardan bu yana belirli yerel ve yabancı istihbarat servisleri tarafından PSİKOTRONİK – ELEKTRO MANYETİK takip cihazları ile vatandaşlara yönelik yasadışı teknik takip yapılmaktadır.
Bu konunun mağduru binlerce kişi var ama ne yazık ki konunun kamuoyunca yeterince bilinmemesi yada komplo teorisi olarak görünmesi nedeniyle şikayetlerini resmi merciler dışında saklama gereği duyuyorlar. Şu anda mağdurlar dernek kurma aşamasına geldiler ve seslerini kamuoyuna duyurmaya çalışıyorlar. Yurt dışında ise on binlerce mağdur var ve bir çok sivil toplum örgütü adı altında haklarını arıyorlar.
Bunlardan birisi de ICAACT ORGANISATION. Web sitesi : http://icaact.org
MK ULTRA konusu bizce çok önemli ve dikkat edilmesi gereken bir konudur. Çünkü sadece ülkemizde bu projenin binlerce mağduru bulunuyor ve maalesef haklarını gerektiği gibi arayamıyorlar. Halbuki başta ABD olmak üzere tüm Batı dünyası bu konuya çok önem veriyor, bu konuda filmler, kitaplar, şarkılar ve klipler yayınlıyorlar.
Örneğin yakın zamanda çevrilen ve meşhur ABD’li aktör DENZEL WASHINGTON’ın oynadığı MANCHURIAN CANDIDATE (Mançurya Kobayı) ve Bruce Willis’in ve Julia Roberts’ın oynadığı CONSPIRACY THEORY (Komplo Teorisi) bunlara verilecek en iyi örneklerdir. Yine 2009 yılında çevrilen GAMER (OYUNCU) filmi örneklerden biridir.
Bu konu artık komplo teorisi olmaktan öteye gitmiştir Batı dünyası ülkeleri için. Çünkü ABD başta olmak üzere tüm dünyada ZİHİN KONTROLÜ yada orijinal adıyla MK ULTRA bir realite halini almıştır.
Örneğin OKLAHOMA BOMBACISI TIMOTHY MCVEIGH’in bir MK ULTRA MAĞDURU olabileceğini düşünür müydünüz ? Bu konuyu ABD BASINI sık sık dile getiriyor.
Yine aynı şekilde geçtiğimiz sene KONGRE ve BEYAZ SARAY’a saldıran Aaron Alexis’in bir MK ULTRA MAĞDURU olabileceğini düşünür müydünüz ?
Bu konuyu da ABD BASINI sık sık dile getiriyor.
Ancak halen maalesef ülkemizde bu projenin mağdurları ile yeterince ilgilenilmiyor. Ne resmi mercilerden yeteri kadar destek görüyorlar, ne kamuoyundan, ne basından, ne de diğer devlet bürokrasisinden. Adeta görünmez bir el mağdurların haklı mücadele sürecinde sürekli engel üzerine engel çıkarmakta. Mağdurlar ve perişan aileleri bu mücadelede yalnız bırakılmışlardır.
Biz grup olarak mağdurlara elimizden geldiği kadar destek vermeye çalışıyoruz. Onların bu anlamda seslerini kamuoyuna duyurmaları için sözcülüğünü yapmaya ve ulaşabildiğimiz tüm üst merci ve makam yetkililerine mağduriyetlerini anlatmaya çalışıyoruz ancak ERGENEKON ve BALYOZ DAVA’larının finansörü ve planlayıcısı olan Amerikan Gizli Servisleri’nin (CIA, NSA, PENTAGON) sürekli engellemeleri ile karşılaşıyoruz. Sosyal Medyada bu konuda yapmış olduğumuz tüm duyurular bu servislerin baskısı sonucunda sosyal medya (Twitter, Facebook, WordPress Bloglarımız) hesaplarımızın kapatılması ile engellendi.
Bildiğiniz gibi eski NSA çalışanı ve şu anda zorunlu olarak Rusya’da geçici olarak ikamet eden Edward Snowden’ın İngiliz Guardian Gazetesi’ne sızdırdığı belgelerde de Amerikan Gizli Servislerinin tüm dünyada global teknik takip faaliyetleri yürüttüğünü net olarak ortaya koymuştu. Google’da Edward Snowden yazdığınızda bu konudaki haberlere erişebilirsiniz.
Değerli Mağdur Kardeşlerimiz,
Biz grup olarak mağdurların şikayetlerini hem Cumhurbaşkanlığı’na hem İç İşleri Bakanlığı’na hem de TBMM’ye ilettik ve çözüm getirmelerini talep ettik. Ancak, halen ne mağdurları dinlediler ne de şikayetleri değerlendirdiler. TBMM’ye göndermiş olduğumuz dilekçe ise red edildi. Adeta görünmez bir ambargo uygulanıyor.
Peki, sırası gelmişken bilmeyenler için kısaca MK ULTRA’yı anlatalım.
MK ULTRA NEDİR ? TARİHSEL BAKIŞ AÇISI İLE İNCELEYELİM
1950-1960 arasında Amerikan Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) altında görev alan Bilimsel İstihbarat Birimi (SID), "zihin kontrolü" ve insanların davranışsal mühendisliği üzerine birçok deney yapmıştır. Bunların hepsi önemli veriler elde edilmesini sağlasa da, tamamı başarısızlıkla sonuçlanmıştır; hatta bazıları, denekler üzerinde ciddi psikolojik sorunlar yaratmıştır. MK-Ultra Projesi, bu deneylerin genel adı olarak bilinmektedir. Proje kapsamında sayısız yasadışı deney yapmışmış ve suç işlenmiştir. 1953’te yasal olarak tanınmamaya başlanan programın 1964’te alanı daraltılmış, 1967’de iyice yavaşlatılmış ve 1973’te tamamen durdurulmuştur. Deneyler süresince denekler özellikle Liserjik Asit Dietilamid (LSD) gibi halüsinojenlerin aşırı dozda kullanılmak haricinde hipnoz, duyusal yetersizlikler, izolasyon, sözel ve cinsel istismar ve hatta işkence gibi yöntemlere maruz kalmıştır.
44’ü üniversite olmak üzere toplamda 80 enstitünün ortak olarak yürüttüğü bu projede, CIA’in toplam bütçesinin %6’sı kullanılmıştır. Uzun bir süre gizli tutulmaya çalışılan bu proje, 1977 senesinde Bilgilendirilme Özgürlüğü Yasası’nın çıkarılmasıyla toplamda 20.000 belgenin açığa çıkarılması sayesinde öğrenilmiştir. Temmuz 2001’de ise deneylerle ilgili gizli kalmış tüm bilgiler halka arz edilmiştir.
Deneyler süresince sayısız alanda araştırma yapılmış, insan ve diğer hayvan denekler üzerinde yasadışı, bilimdışı ve akıldışı sayısız uygulamada bulunulmuştur. Örneğin sorgulamaların kolaylaştırılması için geliştirilmeye çalışılan dürüstlük hapı sırasında birçok hayvan ve insana sayısız halüsinojen madde ve diğer kimyasallar verilmiştir.
1955’te yazılmış bir belgede, deneylerin amaçları şu şekilde sıralanmaktadır:
1. Halkın gözünden düşülmesine neden olacak kadar mantıksız düşünmeyi ve düşüncesizliği tetikleyen maddelerin geliştirilmesi.
2. Mantıklama ve algılama süreçlerini yavaşlatan maddelerin geliştirilmesi.
3. Kullanıcının daha hızlı veya yavaş yaşlanmasına neden olacak maddelerin geliştirilmesi.
4. Alkolün etkilerini tamamen silecek bir ilacın geliştirilmesi.
5. Kamuflaj ve taktik amaçlı, bilinen hastalıkların tüm belirtilerini yaratan; ancak istendiği zaman durdurulup bu etkilerin geri dönebilmesine neden olan ilaçların geliştirilmesi.
6. Geçici veya kalıcı beyin hasarı ve hafıza kaybı sağlayan ilaçların geliştirilmesi.
7. Baskı, işkence ve hayati ihtiyaçlara olan direnci arttırıcı ilaçların geliştirilmesi.
8. Kullananın o anda ve öncesinde olan olayları kalıcı ya da geçici olarak unutmasına neden olacak maddelerin geliştirilmesi.
9. Şok ve kafa karışıklığını geçici ya da kalıcı, kısa ya da uzun vadede yaratabilecek maddelerin ve fiziksel yöntemlerin geliştirilmesi.
10.Bacakların felç olması veya akut kan yetmezliği gibi fiziksel yetersizlikleri anlık olarak yaratabilecek ilaçların geliştirilmesi.
11.Vücutta su kabarcıkları yaratabilecek kimyasalların geliştirilmesi.
12.Bireyin davranışlarını, arzu edilen bir diğer bireye bağımlı kılacak şekilde değiştirecek ilaçların geliştirilmesi.
13.Sorgulama mekanizmalarını iptal edecek, mantıksal düşünmeyi engelleyecek ilaçların geliştirilmesi.
14.Hırsı azaltacak ve genel çalışma verimliliğini düşürecek ilaçların geliştirilmesi.
15.Görüş, duyma, vb. duyusal becerileri köreltecek ilaçların geliştirilmesi.
16.Sonrasında kalıcı hafıza kaybı yaratan, ani bayıltma işlemini yapabilecek ve yiyeceklere, içeceklere, havaya karıştırılabilecek bir ilaç geliştirilmesi.
17.Belirli bir fiziksel aktivitenin yapılmasını tamamen engelleyecek bir ilacın geliştirilmesi.
Tüm bunları test etmek ve geliştirebilmek için CIA deneylerinde yüksek dozda LSD, barbiturat IV, amfetamin IV, temazepam, eroin, morfin, MDMA, meskalin, psilocybin, scopolamin, marijuana, alkol, sodyum pentotal ve ergin gibi sayısız bağımlılık yapıcı, halüsinojen ve uyuşturucu madde kullanmıştır. Denek olaraksa zihinsel hastalıklı olan insanlar, mahkumlar, ilaç bağımlıları ve fahişeler kullanılmış, bunlar durumları veya mesleklerinden ötürü tehdit edilerek karşı koymaları engellenmiştir. Deneyde görev alan bir memur, şu sözleri sarf etmektedir:
"Deneylerde, bize karşı koyamayacak herkesi kullandık."
Amerika’da patlak veren Watergate skandalı sırasında MK-Ultra’ya ait tüm belgelerin yok edilmesi emredilmiş ve 20.000 belge haricinde kalan hepsi yok edilmiştir. Bu yüzden MK-Ultra’nın tüm detaylarını bilmek imkansızdır. Ancak var olan belgelerden bile, deneyler sırasında onlarca deneğin öldüğü, birçoğunun suikaste kurban edildiği, bazılarının ise eskiden var olmayan zihinsel sorunlar geliştirdiği bilinmektedir ve belgelenmiştir. Milyonlarca dolarlık projenin sadece bir ayağı olan Pont-Saint-Espirit ayağında meydana gelen deneysel hatalardan ötürü 32 denek akıl hastanesine kaldırılmış ve en az 7 denek ölmüştür.
Deneyler, tamamen gerçek olmakla birlikte, belgelerin eksik olmasından ötürü günümüzün bilimdışı komplo teorisyenlerinin en sevdiği alanlardan biri olmaktadır. Bu gibi şahıslar, bu deneylerin bir deneği olan Sirhan Sirhan isimli katilin, John F. Kennedy’i bu deneylerin etkisi altında öldürdüğünü iddia etmektedirler. Sirhan’ın, bu deneylerdeki metotlarca kontrol edildiğini ileri sürmektedirler. Bunun gibi sayısız ispatsız argümanı bulmak mümkündür. İBDA-C ÖRGÜTÜ lideri Salih Mirzabeyoğlu’nun durumu buna en iyi örnektir.
Kimi zaman "abartılı" gelebilecek politik ve bilimsel deneyler zaman zaman gerçekten de uygulanabilmektedir. Önemli olan, bu deneylerin gerçek yapısını anlayabilmek ve insanların merak duygusundan prim yapan komplo teorisyenlerinin saçmalıklarına izin vermemektir.
Eğer bu konuda devlet yetkilileri bir an önce kamuoyuna tüm çıplaklığı ile tatminkar bir açıklama yapmaz ise Savcılık makamlarının önü “BANA DEVLET ZİHİN KONTROLÜ UYGULUYOR” diyenlerle dolmaya devam edecektir. Sadece 2015-2016 arası tarafımıza başvurma cesareti gösteren 475 mağdur (Olduğunu iddia eden) kişi bulunuyor ve bu sayıya her gün yenileri ekleniyor. Devlet suskun kaldıkça devlet üzerine komplo teorilerinde artış olması kaçınılmazdır. Bu sebeple bu konuda ivedi bir kamuoyu açıklaması beklediğimizi bir kez daha yineleyelim.
Devlet her yönü ile vatandaşının beden ve fizik güvenliğini korumakla mükelleftir. Eğer devlet yetkilileri gerekli açıklamayı yapmaz ise ya da bu konuda kapsamlı bir soruşturma başlatmaz ise mağdurların iddia ettiği DEVLETİN SIRADAN KİŞİLERE KARŞI İSTİHBARİ TAKİP ve TACİZ TEKNOLOJİSİ kullandığı yönündeki tezler gerçeklik kazanacaktır. Bu da devlete karşı çok ciddi tazminat davalarının açılması anlamına geliyor.
Burada devlet ve yöneticileri bir sınav veriyor. FAŞİST POLİS DEVLETİ MİYİZ ? YOKSA DEMOKRATİK HUKUK DEVLETİ Mİ ? BUNU DEVLETİN KONUDAKİ TAVRI VE TASARRUFLARI BELİRLEYECEKTİR.
Değerli Mağdur Kardeşlerimiz,
MK Ultra fenomen bir teknolojidir ve resmi makamlar nezdinde ne kabul edilmektedir, ne de red edilmektedir. Bu nedenle biz bu teknolojiyi FENOMEN olarak adlandırıyoruz. Ancak fenomen olması, olmadığı yada uygulanmadığı anlamına gelmiyor. Biz de sabır ve inatla bu konuda araştırma ve soruşturmalar yürütüyor ve çözüm önerilerini araştırıyor ve bulduğumuz en optimum çözümleri de tarafımıza başvuran mağdurlara sunuyoruz.
Sizlere de birkaç tavsiyemiz var.
1. Öncelikle durumunuz ile ilgili yani hakkınızda bir teknik takip kararı olup olmadığının tespitinin yapılması gerekiyor.Nerede ikamet ediyorsanız bu tespitin orada yapılması lazım. Bunun için Avukatınızın eğer yoksa bizim temin edeceğimiz bir Avukatın kapsamlı bir dilekçe hazırlaması ve dilekçeyi eğer yurt dışında yaşıyorsanız o dile yada İngilizce diline tercüme edilmesi gerekiyor. Bu işlemin ardından dilekçe, Avukat aracılığı ile yurt içi veya yurt dışındaki adresinize gönderilecektir 1 adet DVD içerisinde. Siz sadece gelen DVD’yi (İçerisinde MK ULTRA ile ilgili aydınlatıcı içerikte yazı, makale ve videolar bulunuyor) bulunduğunuz bölgedeki Savcılığa teslim edeceksiniz. Yalnız eğer yurt dışında ki bir Savcılığa verecekseniz mutlaka Savcının anlayacağı bir dilde tercüme edilmiş olmasına dikkat edin. Konu zaten karışık, bir de Savcının anlamayacağı bir dilde dilekçe verirseniz işlem görmeden çöpe atılması yüksek ihtimaldir. Daha sonra Savcılık gerekli çalışmayı yapıp sizi bilgilendirecektir. Bu prosedürü uygulamanız çok önemli. Bu konuda Avukatınız varsa size yardımcı olabilir, eğer yoksa grubumuzun Avukatı sadece 500 TL’lik bir ücret karşılığında dilekçenizin yazılmasında size yardımcı olabilir. Tercüme gerekmesi halinde o da ayrıca ücretlendirilecektir.
2. İkinci olarak baş ve boyun bölgenizin Telegram tacizi etkisinden korunması gerekiyor. Çünkü Telegram teknolojisinde birinci hedef kurbanın baş ve boyun bölgesidir. Uydu üzerinden gönderilen ELF/RF dalgaları kurbanın baş ve boyun bölgesine ulaştıktan sonra, kurbanın görsel ve işitsel korteksi, tacizciler tarafından kontrol altına alınır ve bu şekilde hassas kontrol uygulaması başlatılır. Bu nedenle kurbanın öncelikle bu bölgeyi kontrol edilemeyecek şekilde koruması gerekiyor. ÖZEL BÜRO GRUBU olarak Amerika Birleşik Devletleri’nden DEFENDER adı verilen bir cihaz ithal ediyoruz. Bu cihazın işlevi şu. Kurban bu cihazı 7/24 bir kolye gibi üzerinde taşımalı ve cihaz ten ile temas etmelidir. Böylece cihaz açıkken uydu üzerinden gönderilen taciz dalgaları bu cihaz tarafından bir paratoner gibi emiliyor ve gelen kontrol frekansının baş ve boyun bölgesine erişmesini engelliyor. Cihazın en az 1 sene boyunca kesintisiz kullanımı öneriliyor. Size de bu cihazdan bir adet getirtebiliriz. Cihazın ABD satış fiyatı 534 dolardır. Türk lirasına çevirdiğimizde 2,004 TL yapıyor. (Dolar Kuru 05.02.2017 itibariyle 3,7545 TL). Elimizde şu anda 0 hiç kullanılmamış 1 adet Defender mevcut. Ayrıca ambalajı açılmamış 1’er adet 2. ElHOME DEFENDER + PERSONEL DEFENDER’da bulunuyor.
3. Üçüncü olarak DEFENDER cihazı ile beraber baş ve boyun bölgenizin korumasına destek olarak JAMMER’da kullanmanızda fayda bulunuyor. Çünkü hassas kontrolü uygulayanlar 2 frekansı da etkin olarak kullanabilirler. Teorik olarak bu mümkün. Ağırlıklı olarak ELF radyo frekansını kullansalar da zaman ve mekan durumuna göre CEP TELEFONU frekansları üzerinden de kontrol yapabilirler. DEFENDER cihazı cep telefonu frekansı için bir koruma sağlamıyor. Bu korumayı sağlamak için kapsamlı bir JAMMER bulundurmanız gerekmektedir. ÖZEL BÜRO GRUBU olarak mağdurlar için sivillere satışı yasal olan en kapsamlı Jammer modellerini getirip mağdurların hizmetine sunuyoruz. JAMMER’larda bütçeye göre farklı modeller var. Doğal olarak fiyat arttıkça Jammer’ların da özellikleri ve işlevleri ve kapsama alanı artıyor. Fiyat düştükçe de azalıyor. Bu nedenle işe yarar kaliteli bir jammer’ın fiyatı 2,500 ile 3,500 TL arasında değişiyor. Çok daha kapsamlı ve profesyonel Jammer’lar da bulunuyor ancak bu tür Jammer’ların sivillere satışı yasak. Bu nedenle özel ithal izniniz ve lisansınız yok ise bu tür Jammerları satın alamıyorsunuz. Fiyatları da 20,000 TL ile 50,000 TL arasında değişiyor. Ama bizim ithal ettiğimiz Jammer’lar işe yarar ve oldukça koruyucu özelliklere sahiptir. Baş ve boyun bölgenizi korumak için DEFENDER + JAMMER ile ikili koruma sağlayabilirsiniz.
4. ÖZEL BÜRO GRUBU olarak biz tarafımıza başvuran tüm mağdurların samimiyetine inanıyoruz ve anlattıklarını tüm ciddiyetimiz ile dinliyoruz. Ancak şunu bilmekte çok önemli. Biz doğru bilgi vermek zorundayız. Kesinlikle yanlış bilgi ve yönlendirme yapamayız taşıdığımız sorumluluk gereği. Sizlerin sağlığı bizim önceliğimizdir. Önerdiğimiz çözüm önerileri geçmiş tecrübelerimizden sonra edindiğimiz bilgileri kapsar ve tavsiye niteliğindedir. Uygulayıp uygulamama kararı mağdurun tercihidir.
5. MK ULTRA TACİZİNE UĞRAMIŞ bir bireyin yaşadığı komplikasyon ile ŞİZOFRENİ HASATASININ yaşadığı komplikasyon tablo olarak benzerdir. Bu nedenle önerdiğimiz çözümleri uygulamadan önce tam teşekküllü bir PSİKİYATRİ HASTANESİ’nde kontrolden geçmeniz ve Uzman Psikiyatristler tarafından bir bulgu saptanmaz ise ancak bu takdirde bu önerilerimizi uygulamanızda fayda var. Çünkü insan beyni hassas bir organdır ve çeşitli travmatik durumlar veya aşırı stres halinde kalınması gibi kontrolsüz durumlarda nörolojik hastalıklara yakalanabilirsiniz. Yada genler vasıtasıyla da bu tür bir hastalık taşıma olasılığınız artar. Unutmayın erken teşhis erken tedaviyi getirir.
6. Son olarak ithal izni aldığımız elektronik yada nano teknolojik tekstil malzemesi bazlı çözüm ürünlerinden grubumuz herhangi bir kar elde etmiyor. Bunu da özellikle belirtelim. Ürünleri satın aldığımız firmaların bayisi, distiribütörü yada satıcısı değiliz. Sadece mağdurlara bir çözüm sunabilmek amacıyla tüm dünyayı tarıyor ve uygun bulduğumuz işe yarar ürünlerin ithal iznini alarak mağdurlarımız için ithal ediyoruz.
Sorunuz olursa lütfen yazın, hemen cevaplarız.
ÖZEL BÜRO İSTİHBARAT GRUBU
www.ozelburoistihbarat.com
Son Yorumlar