İSTİHBARAT DOSYASI /// HÜSEYİN KAYA : FETÖ VE BOLU’DA İSTİHBARAT OYUNLARI


Hüseyin KAYA / TURLU YORUM

Yıl 1999…

Bolu Gündem köşe yazarıyım…

Gazetenin Yazı İşleri Müdürü Adem Turgut…

Can alıcı konular işliyorum.

***

Nisan sonuydu sanırım…

Gazetede yazı dizisi şeklinde bir makalem yayınlandı.

Uluslararası Politik Derinliklerde Anadolu 2000 başlıklı yazıyı kimse fark etmedi galiba diye düşündüm önceleri…

Yanlış düşündüğümü daha sonra yaşadığım olaylarla anladım…

Fark edenler yazdığım konuyla dolaylı ya da doğrudan ilgili olanlardı…

Yazdığım konular Anadolu Stratejileri, Psikolojik Harp, Egemenlik Teorileri ve Türkiye üzerine oynanan oyunlar şeklindeydi.

Genel yazılardan içe dönük olanlarında o yıllarda APO’nun yakalanıp, paketlenip Türkiye’ye verilmesi…

M. Fetullah Gülen’in şirin görünüp devleti içeriden ele geçirmeye çalışan bir ABD ajanı hain olduğunun ortaya konması işlediğim konulardı.

İşler birden karıştı.

***

İnanılmazdı o günler…

Öğretim görevlisi olarak akademik görev yaptığım Üniversitenin çalışıyor olduğum bölümünde ve dış yaşamda ilginç olaylar yaşadım…

Dün gibi hatırlıyorum aşağıda ki olayı…

12 Kasım Bolu-Düzce depreminden bir kaç hafta önce ekim ayında Ordu evinde yemek sonrası çıkıp gazeteye geleceğiz.

Vakit akşam alacası…

Gazetenin yazı işleri müdürü Adem Turgut’la adını Ali olarak hatırladığım Ordu evinde görevli bir astsubay arkadaşımızla en kısa yol olan Tapu müdürlüğünün arkasından geçip karşı aralıkta bulunan gazeteye geçeceğiz.

Birden üzerimde kırmızı bir leke dolanmaya başladı…

Ne olduğunu anlayamadan Astsubay arkadaşımız beni bir yere doğru hızla itti ve ben düşerken kendisini de Ademle birlikte diğer tarafa atıverdi…

Astsubay arkadaşımız üzerimde gezinen kırmızı lekeyi görünce böyle davrandığını uzun uzun anlattı daha sonra…

"Ölebilirmişiz" dediğine göre…

***

Ertesi gün, orduevinden tanıdığım emekli albay arkadaşıma anlattım durumu…

Hocam” dedi arkadaşım ve devam etti büyük bir ciddiyetle…

Sen; Hıristiyanlık, İsa Peygamber ve 2000 yılında İnanç Turizmi ile ilgili çalışmalar yapmış bir akademisyensin. Bu konu Yahudileri, Hıristiyanları bu ülkelerin istihbarat birimlerini ve bizim istihbaratımızı da ilgilendirir. Eğer seni vurmak isterlerse kimse engelleyemez inan bana, seni vururlar”…

Ben şaşkın şaşkın bakarken dostum devam etti…

Ancak o saatlerde çocukların ellerinde lazer ışıklarıyla orada olma ihtimali zayıf. Öyleyse, bu nazik konulu çalışmalarından dolayı seni takip edenler vardır mutlaka. Onlar senin her zaman oradan geçiyorsan, yine geçeceğini beklemişlerdir ve yeni görevli birisiyle nöbet değişimi yaptılarsa seni “işte bu Hüseyin hoca” diye göstermek, tanıtmak amacıyla lazerli ışık tutmuşlardır.

Hayatım, bakış açım değişti o günden sonra…

***

Olayın peşine düşüp araştırdım.

Lazer tutulan ev tapu binasının Valiliğe çıkılan sokağın karşısındaki apartmandı.

Bu apartmanın altında değerli dostum Mete Ferah’ın Elektronik teknik servisi olan işyeri vardı.

Yaptığım araştırmalar sonrasında dostumun işyerinin hemen üst katında, o tarihlerde Üniversitemiz bünyesinde akademik görev yapan ama kendisiyle ilgili olmasa da her yerde görünmeye çalışan bir bayan hoca oturuyormuş.

O bayan hocanın istihbaratçı olduğu da hep söylenmiştir Bolu akademik dünyasında…

Beni göstereni buldum sonuçta ama kime gösterdi, nöbeti kim devraldı?

Parçaları birleştirmeye başladığımda gerçekler ortaya çıkmaya başladı.

Sonra ki günlerde diğerinin de kim olduğunu buldum.

Bu olayı yaşadıktan birkaç gün sonra Prof Dr. Ahmet Taner Kışlalı’ya suikast yapıldı.

Emniyet müdürümüz Uğur beydi o günlerde…

Bolu’da yaşam bazıları için zordu.

Etiketlendi:, , , ,

www.ozelburoistihhbarat.com

YÜKSEK STRATEJİ TÜRKİYE

strateji, istihbarat, güvenlik, politika, jeo-politik, mizah, terör, araştırma, teknoloji

Fight "Gang Stalking"

Expose illegal stalking by corrupt law enforcement personnel

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

WordPress.com News

The latest news on WordPress.com and the WordPress community.