Etiket arşivi: TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ

TSK DOSYASI : TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN TOPLUMSAL VE KURUMSAL DÖNÜŞÜMÜYLE İLGİLİ TEORİLER


TRK SLAHLI KUVVETLERNN TOPLUMSAL VE KURUMSAL DNMYLE LGL TEORLER.pdf

TSK DOSYASI : TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİNİN GENETİĞİ VE GELENEKLERİ İLE OYNAMAYIN !!! TÜRK Mİ LLETİNİ ORDUSUZ VE SAVUNMASIZ BIRAKMAYIN !!!


İstanbul Barosu olarak, Anayasal sisteme ve devletin varlığına yönelik vahim kalkışmada başından itibaren birlik ve beraberlik çağrısı yaptık. Siyasi iktidarı soğukkanlılık, devlet aklı, hukuk ve demokrasi eksenli duyarlılığa davet ettik.

Siyasi iktidarın, halk arasında oluşan milli birlik ve dayanışma ruhunun devamını sağlayacak bir tutum ve uygulama içinde olmadığını üzülerek gözlemlemekteyiz. Devletin ve özellikle Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeniden yapılandırılması söylemi ve bu doğrultudaki düzenlemelerle amaçlananlara ilişkin kuşkularımızı kamuoyu ile paylaşmayı zorunlu görmekteyiz.

Öncelikle vurgulamak ve dikkat çekmek istediğimiz husus, Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş felsefesinden kaynaklanan temel dinamiklerinin, dönemsel güç dengelerine göre değişmezliğidir.Bu anlamda ulus devletten, üniter yapıdan, uygar dünyadan, çağdaş demokrasiden yana kesin tercih, teokratik rejim niyetlerini stratejik tehdit olarak görme Türkiye Cumhuriyeti’nin kırmızı çizgileri olagelmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluş sistematiğinde, Türk Silahlı Kuvvetleri, devletin varlığına, ülkenin bölünmez bütünlüğüne, Anayasal rejime yönelik iç ve dış tehditlere karşı caydırıcı bir rejim dinamiği olarak tasarlanmıştır.

Ordu, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Nizam-ı Cedit’ten günümüze uzanan süreçte ülkenin modernleşmesinin, çağdaşlığın, askeri alanın dışına taşarak toplumun genelini kapsayan çağdaş atılımların temel dinamiklerinden biri olagelmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu kadroları aynı zamanda Kurtuluş Savaşı’nın (1919-1922) asker ağırlıklı önderleridir. Bu nedenle halkımız esaretten kurtaran, işgalcileri kovan, devlet kuran ordusuna saygı ve güvenini başından itibaren sürdüre gelmiştir.

Ordunun, Türkiye Cumhuriyeti’nin devlet sistematiği içinde önerileri dikkate alınan, hayati konularda görüşlerine başvurulan, özelikle dış tehditlere karşı Türkiye’nin elini güçlendiren bir itibar kurumu olmasının arka planı üzerinde düşünülmelidir.

Sözü, Türkiye Cumhuriyeti’nin bütünlüğüne ve rejime karşı üniformalı şakirtlerin Paralel Kalkışmasının suçunun Türk Silahlı Kuvvetlerinin kurumsallığı üzerine yıkarak, fırsattan istifade Ordunun temelli tasfiyesini hedefleyen girişimlere getirmek istiyoruz:

Türk Silahlı Kuvvetlerinin hiyerarşisini, geleneksel konumunu, rejim içindeki ağırlığını ve itibarını son derece olumsuz etkileyecek olan düzenlemeler, darbenin tozu dumanı arasında çıkarılan KHK ile oldubittiye getirilmiştir. Ordunun bundan sonra darbe yapamayacak hale getirilmesi söylemine sığınarak Türk Silahlı Kuvvetlerinin itibarsızlaştırılması ve sıradanlaştırılması, ülke bütünlüğünü hedefleyen iç ve dış hasımlar karşısında hiçbir caydırıcılığının kalmaması sonucunu doğuracak düzenlemeler yapıldığı giderek daha belirgin hale gelmektedir.

Ortak akıl ve uzlaşıya dayanmadan, TBMM’yi devre dışı bırakarak, doğuracağı vahim sonuçlar hesap edilmeksizin, konjonktürü fırsata çevirme aceleciliği ile Ordunun, devlet aklının belirlediği rejim için güvence, sistem için denge konumunu alt üst edecek “panik” düzenlemelere gidildiğini, ordunun genetik yapısı ve gelenekleri ile oynadığını kaygı ile izlemekteyiz.

Bu çerçevede yürürlüğe sokulan KHK ile askeri eğitim sistemi, emir komuta zinciri ile ilgili kökten kararların alındığı, son derece olumsuz sonuçlara, ulusal güvenlik açısından ciddi zaaflara yol açabilecek şekilde yapısal değişikliklere gidildiği görülmektedir.

Buna göre askeri okullar kapatılmakta, kuvvet komutanlıkları Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmakta, Yüksek Askeri Şura’nın yapısı değiştirilerek, askeri hastaneler Sağlık Bakanlığı’na devredilerek “sivilleştirilmekte”, Harp Okullarının ana kaynağı olan askeri liseler kapatılmakta, sivilleşme bahanesiyle ordunun geleneksel disiplin kültürü içinde yetişmiş nitelikli subay kaynağı yok edilmektedir.

Her yurttaş için milli yükümlülük olan, ülkenin değişik yörelerinden gelen halk çocuklarının kaynaştığı, millet olma duygusunun pekiştiği asker ocağının yerine konulacak uzman ordu ile askerlik, iş arayanların istihdam edileceği bir hizmet sektörü haline getirilmek istenmektedir.

Genelkurmay Başkanının kuvvet komutanları arasından seçilmesi uygulaması kaldırılmakta, Cumhurbaşkanı ve başbakana gerekli gördüklerinde kuvvet komutanları ve bağlı kişilere doğrudan emir verebilme yetkisi getirilmektedir. Bunlara ilaveten Genelkurmay Başkanı’nın Cumhurbaşkanlığına bağlanması planlanmaktadır.

Bu “panik” düzenlemeler, bazı çevrelerin bilerek ya da bilmeyerek Türk Silahlı Kuvvetlerin kurumsal kimliğini, yapısını hedef alan, itibarını, toplum nazarındaki algı ve güvenilirliğini zedeleyen söylemlerin hayata geçirilmesi dışında bir yarar sağlamayacağı gibi çok ciddi güvenlik sorunları ve zafiyetleri yaratacaktır.

Gerçekten:

1) Defalarca dile getirdiğimiz gibi, 15 Temmuz kalkışmasında bulunan Türk Silahlı Kuvvetleri değil, içine sızmış, sızdırılmış, çöreklenmiş dış destekli, emperyalizmin maşası bir çetedir. TSK ise Türk Milleti ve Türk Polisi ile birlikte bu kalkışmayı önlemiştir. Bu nedenle paralel kalkışmanın faturası TSK’ya çıkarılamaz, yapısı ve genetiği ile oynamak için 100 yılın altın fırsatı olarak görülemez.

2) Yaşanan vahim kalkışmadan sonra elbette ki ordu içinde bazı önlemlerin alınması gereklidir. Ancak bu önlemler aceleci olunmadan, geniş bir değerlendirme ve katılımla, sonuçları iyi hesap edilerek yapılmalı, sürece TBMM ve tüm ilgililer katılarak ortak devlet aklı ile hareket edilmelidir. Siyasi iktidarın TBMM’yi ve ilgilileri devre dışı bırakarak tek başına, üstelik bir KHK ile bu düzenlemeleri yapması son derece yanlış, ve sakıncalıdır.

3) Ordunun “sivilleştirmesi” ve ordu üzerinde “sivil kontrol” kavramları üzerinden yapılan bu düzenlemelerin, öteden beri Avrupa Birliği ve bazı “Sivil Toplum Kuruluşları”(!) raporlarındaki önerilerle neredeyse birebir örtüşmesi kuşku ve kaygımızı artırmaktadır.

4) Bu düzenlemelerle birlikte Türk Silahlı Kuvvetlerinin gelenekleri ortadan kaldırılmakta, genetik yapısı bozulmakta, emir-komuta zinciri, birliği, disiplin mekanizması, tarihsel dokusu tahrip edilmekte, sıradanlaştırılmakta, siyasal etkiye açılmaktadır. Bu şekilde gerçekleşen yapısal bir “değişiklik” olmayıp “tahribattır”.

5) Önemle belirtmek isteriz ki 15 Temmuz kalkışmasının nedeni TSK’nın teşkilat yapısı değil, izlenen yanlış politikalar, göz yummalar, bazı önlemlerin zamanında alınamamış olmasıdır. Kaldı ki, sivil okullardan orduya alımlar yapılacak olduğu ahvalde, bu karanlık yapının “sivil” okullarda kadrolaşmadığı ileri sürülemeyeceği gibi, Cumhuriyetin değerlerini benimsemeyip onu ortadan kaldırmak isteyen, emperyalizmin güdümünde veya onunla işbirliği yapan başka bazı cemaat ve benzeri yapıların TSK’ya daha kolay sızmasının da önü açılacaktır.

6) Hal böyleyken Türk Silahlı Kuvvetleri; “sivilleşme” ve “sivil kontrol” adı altında, sürekli darbe düşünen bir yapı olarak gösterilerek gerçekleştirilen algı operasyonlarına bağlı olarak etkisizleştirilmekte, işlevsiz kılınmakta, tamamen siyasi iktidarların denetiminde bir “polis” veya “zabıta” gücü haline dönüştürülerek, itibarsızlaştırma operasyonları kapsamında etrafı kalıcı olarak “çöp kamyonları” ile kuşatılarak ülke savunması tehlikeye atılmaktadır.

7) Tüm bu düzenlemeler, kalkışmanın en önemli amaçlarından birisinin Türkiye’nin parçalanması bakımından en önemli engel olarak görülen TSK’ni zayıf düşürmek olduğu şüphesini güçlendirmekte, emperyalizmin ülkemiz üzerindeki oyunlarına katkı sağlamaktadır. Mehmetçik, Mehmetçik olarak; polis polis olarak kalmalıdır. Ordunun “polisleştirilmesi”, polisin “ordulaştırılması” son derece hatalı ve tehlikeli sonuçlara yol açacaktır. Bunlar birbirlerinin “alternatifi”, “karşıtı” kurumlar olmayıp bir bütünün parçaları, Türk milletinin savunma mekanizmalarıdır, ancak farklı konum ve işlevlere sahiptir. Ordu ile polisin, ordu ile milletin karşı karşıya getirilmemesi, bunlar üzerinden siyasi hesapların yapılmaması gerekir.

8) Gerçekten, yaşadığımız coğrafyada, özellikle emperyalizmin Türkiye’yi bölme, parçalama planları, terör tehdidi ve kuşatması, ayaklanma provaları dikkate alındığında güçlü bir ordu, Türk Silahlı Kuvvetleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ve Türk milletinin en büyük güvencesidir. Güçlü ordusu olmayan bir Türkiye, varlığı ve birliği bakımından büyük tehlike altına girecektir. Yine bu değişikliklerin ordunun terörle, iç ve dış tehditlerle mücadelede etkinliğini, şevkini, azmini olumsuz yönde etkileyeceğinden, ordunun yerleşik sisteminin felce uğratılacağından, Türkiye Cumhuriyeti’nin düşmanlarında cesaret ve cüret yaratacağından kaygı duymaktayız.

Sonuç olarak; devletin ve ordunun yeniden yapılandırılmasında günlük, kısa vadeli siyasi amaçlarla hareket edilmemelidir. Oluşan birlik ve bütünlüğü zedelemeden, devlet aklı ve soğukkanlılığı ile Türk Silahlı Kuvvetlerinin ve uzmanların görüşleri dikkate alınarak, ordunun dönemsel siyasetten etkilenmeyen kurumsallığını, caydırıcılığını bozmaksızın bir yaklaşım sergilenmelidir.

DARBEDEN NOTLAR : Türk Silahlı Kuvvetleri 15 Temmuz’da neler yaşandığını anlattı


TSK, MİT’in cuma günü kendilerine darbe girişimi olacağı ile ilgili bilgi verdiğini ve bu istihbarattan sonra tedbir alındığını açıkladı

Türk Silahlı Kuvvetleri‘nden yaklaşık 2 sayfalık bir açıklama yapıldı. O açıklamanın altında da Genelkurmay Basın ve Halkla İlişkiler Daire Başkanı Tuğgeneral Ertuğrul Gazi Özkürkçü’nün imzası vardı. O gün neler yaşandı ve bu darbe girişimi nasıl önlendi. Tüm detaylarıyla anlatılıyor.

İŞTE O AÇIKLAMA:

15 Temmuz 2016 akşam saatlerinde Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde yuvalanan illegal çete mensubu terörist hainlerin (FETÖ) girişimleri 17 Temmuz 2016 günü saat 16:00 itibariyle bütün yurt genelinde tam anlamıyla bastırılmış ve Türk Silahlı Kuvvetleri birlik ve kurumlarının tamamında mutlak kontrol sağlanmıştır.

Her ne kadar bu darbe girişimi Türk Silahlı Kuvvetleri bünyesinde başlatılmış olsa da, bunu yapmaya kalkışan hainlerin, halkımızın Peygamber ocağı olarak adlandırdığı Türk Silahlı Kuvvetlerinin, vatanını, milletini, bayrağını seven ezici çoğunluktaki mensuplarıyla kesinlikle hiçbir alakası yoktur.

MİT TARAFINDAN 16.00 SULARINDA BİLGİ VERİLDİ

Bu kapsamda: 15 Temmuz 2016 Cuma günü saat 16:00 sularında Milli İstihbarat Teşkilatı tarafından verilen bilgi, Genelkurmay Karargahında; Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi AKAR, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Salih Zeki ÇOLAK ve Gnkur. II’nci Başkanı Orgeneral Yaşar GÜLER’in katılımıyla değerlendirilmiştir. Bu değerlendirmeye bağlı olarak;

Genelkurmay Başkanı tarafından;

(1) Silahlı Kuvvetler Komuta Harekat Merkezi Amiri Tuğgeneral İlhan KIRTIL aranarak, Türk hava sahasında ikinci bir emre kadar hiçbir askeri hava aracının (uçak, helikopter vs.) havalanmaması, havada bulunanaların derhal üslerine dönmesi,

(2) Kara Havacılık Komutanlığına gidilerek orada bulunan personel konuları ve hava araçlarının uçmaması dahil gereken her türlü tedbirin alınması,

(3) Etimesgut’taki Zırhlı Birlikler Okulu ve Eğitim Tümen Komutanlığına gidilerek tank ve zırhlı araçlar başta olmak üzere tüm araçların hareketlerinin durdurulması ve hiçbir şekilde dışarı çıkmamaları yönünde gereken tedbirlerin alınması emirlerini vermiştir.

Gnkur.II’nci Başkanı tarafından da; Gnkur.Bşk.nın emriyle Hava Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Merkezi aranmış ve Türk Hava Kuvvetlerine ait tüm hava araçlarının uçuşlarının durdurulması talimatı verilmiştir.

Böylece, alınan bilgi doğrultusunda bu alçak ve sefil girişime karşı ilgili/sorumlu makamlara gerekli ikaz ve emirler anında ve en geniş şekliyle iletilmiştir.

EN AĞIR ŞEKİLDE CEZALANDIRILACAKLAR

Bünyemizde ur haline gelen, kendilerine emanet edilen ve düşmana karşı kullanılması gereken silahları devletimize, silah arkadaşlarına ve halkımıza karşı kullanmakta tereddüt dahi etmeyen illegal çete mensubu terörist hainler (FETÖ) tarafından ihanet belgesi olan sözde (2 numaralı) bildirinin Genelkurmay Başkanınca imzalanması ve televizyonda okunması yönünde kendisine tehdit ve zorlamada bulunulmuştur. Hainlerin bu talepleri Genelkurmay Başkanı tarafından hakaret içeren ifadelerle, hiddetle ve kesinlikle reddedilmiştir.

Bu kapsamda; yüksek siyasi liderlik, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerçek evlatlarının ve kahraman emniyet mensuplarımızın anında verdiği tepki ve asil milletimizin engin bir anlayış ve kahramanca karşı koymasıyla içimizde urlaşan cunta heveslisi illegal çete mensubu terörist hainler (FETÖ) ile kahramanca mücadele edilerek, bağrımızda beslediğimiz yılanlara alanda layık oldukları cevap verilmiştir.

Bu zilleti ve rezaleti, Türkiye Cumhuriyeti Devletine, mazisi şan ve şerefle dolu Türk Silahlı Kuvvetlerine ve asil milletimize yaşatan alçaklar en ağır şekilde cezalandırılacaklardır.

Bu nedenle Yüce Milletimizin asker elbisesi içerisine girmiş eli kanlı canilerden oluşan illegal çete mensubu bu terörist hainler (FETÖ) ile görevinin başında olan, ülkemizin bekası için, aynı zamanda BTÖ ile de canla başla mücadele eden Türk Silahlı Kuvvetlerinin kahraman ve fedakar mensuplarını çok iyi ayırt edecek şekilde davranışta bulunacağına inanıyoruz. Bunun da ülkemizin ve asil Milletimizin birlik, bütünlük ve güvenliği bakımından hayati önemi haiz olduğunun bilincindeyiz.
Bir kez daha, bu darbe girişimi esnasında demokrasi ve hukuk düzenine sahip çıkma adına şehit olan kahraman silah arkadaşlarımıza, kahraman emniyet mensuplarımıza ve içerisinde çok sayıda gencimizin de bulunduğu kadirşinas milletimizin kahraman evlatlarına Yüce Allah’tan rahmet, değerli aile fertleri ve yakınlarına başsağlığı ve sabır, bütün yaralılarımıza acil şifalar diliyoruz.

Türk Silahlı Kuvvetleri en genç erinden en yüksek rütbeli general/amiraline kadar tüm personeliyle demokratik hukuk sistemi içerisinde Devletimizin ve yüce Milletimizin emrinde, görevinin başındadır.

Zafer, hukukun üstünlüğüne, demokrasiye, asil milletimizin yüksek değer ve hedeflerine inananlarındır.

DARBEDEN NOTLAR /// MİTHAT AKAR : Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Yönelik Yeni Psikolojik Savaş Dönemi


Ergenekon ve Balyoz Kumpaslarından Sonra Türk Silahlı Kuvvetleri’ne Yönelik Yeni Psikolojik Savaş Dönemi

Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yönelik 2006’dan itibaren başlatılan asimetrik psikolojik savaşla “”askeri vesayeti kırıyoruz, darbeleri önlüyoruz” diyenler, TSK komuta kademesini ve emir komuta zincirini o dönem büyük zaafa uğratmışlardı.

O dönemde boşalan komuta kademesine yerleşenler, şimdiki süreçte ABD’nin tezgahı ve politik iktidarın kontrolünde, terörle mücadelede ivme kazanmış, 2015 Temmuz’undan itibaren psikolojik üstünlüğü büyük oranda ele geçirmiş Türk Silahlı Kuvvetleri’ne yeni bir darbe vurdular.

Türk Ordusu, ABD destekli olan “içerideki”bir odakla, Türk Ordusunu tamamen denetim altına almak isteyen iktidar odağı arasında, deyim yerindeyse “preslenmiş” durumdadır. “Pres makinesini” elinde tutan ABD ve genel olarak Batılı yabancı devletlerdir.Askeri görünümlü “kalkışma girişimi”nden sonra , öncelikle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ana gövdesi ve komuta kademesi ile uyum içerisinde olduğu, belli çevreler tarafından açıklanmıştı. Basın- yayın organlarındaki söylem de bu algıya yönelik geliştirildi. Ancak daha sonra, medya ağında önce “Darbeci asker”, “FETÖ’cü asker” söylemlerinin yerini, genel olarak “asker”, “Sizin tankınız varsa, bizim imanımız var.” söylemine bıraktı.

Yani olay, Türk Ordu yapısı içerisindeki belli bir “kanat”tan, ordunun geneline yönelik bir psikolojik savaşa doğru yol almaya başladı.

Tutuklamaların bir kısmı gerçekten içerideki Amerikancı odağa yönelik yapılsa da Doğu ve Güneydoğu’daki nokta operasyonların, terörle mücadelede başarı kazanmış, 2015’ten itibaren kesintisiz bir şekilde terörle mücadele sürdüren general ve subaylara yönelmesi yukarıdaki tespitimizin “sağlama”sı niteliğindedir.

TSK’ya yönelik Ergenekon ve Balyoz benzeri kumpaslar “Hükümeti yıkmaya yönelik darbe girişimi”, “Terör örgütü kurmak”gibi gerekçelerle yürütülüyordu.

Şimdiki yürütülen operasyonların gerekçesi farklı olmakla birlikte, mahiyeti kısa zamanda, öncekilere benzer bir durum almaya başladı.

Ancak bu kez durumu farklı kılan bir olgu daha var : Türk Ordusu, “Fethullahçı – Darbeci” söylemi ile daha önceden belli odaklar tarafından hazırlandığı belli olan bir kısım “halka” linç ettirilerek bu operasyon gerçekleştiriliyor.

Türk Ordusuna karşı yürütülen bu operasyona karşı çıkanlara yönelik suçlama, orduya sahip çıkılmasının önünde en büyük engeli teşkil ediyor.

Toplumda ” Fethullah’a direnen iktidar odağı” ile ” İktidara karşı olan Fethullahçılar” şeklindeki dayatmacı seçenek ve bu yönde yaratılan algı, TSK’ya sahip çıkanların önündeki en büyük engel olacak.

Bu da bize sistemin dayattığı zorunlu seçeneklerden birini tercih etmek zorunluluğunu kabul edenlerin, bizi içine düşürmüş olduğu durum.

Biz, Batı’nın bize sunduğu dayatmacı seçeneklerden hiçbirini kabul etmiyoruz.

Başkanlık Sisteminin koşullarının olgunlaştırılmaya çalışıldığı, Ulus Devlet / Üniter Devlet yapısının dağıtılmak istendiği, “darbeye karşı çıkmak” adına, bölücü terör örgütünün yeniden “meşru” zemine oturtulmaya çalışılacağını unutmadan karar vereceğiz.

“İçeriden ve Dışarıdan” gelebilecek her türden yabancı müdahaleye karşı, Atatürk’ün bağımsız – milli öğretisi olan Müdafaa- i Hukuk’u sonuna kadar savunmaya ve İstiklali Tam Türkiye hedefini merkeze alarak Milli Devleti savunacağız.

Mili Devleti savunurken, devlet teşkilatının kurumlarını koruyarak ve Atatürk’ün 1.Milli Meclis’ini de yeniden kendi köklerinden dirilterek bunu yapacağız.

LİNK : https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226

Mithat Akar

LİNK : http://www.guncelmeydan.com/pano/turk-silahli-kuvvetleri-ne-yonelik-yeni-psikolojik-savas-donemi-mithat-akar-t42851.html

TSK DOSYASI /// VİDEO : TÜRK SİLAHLI KUVVETLERİ DURUMA EL KOYDU /// DURUM KARIŞIK


VİDEO LİNK :

https://www.youtube.com/watch?v=hn3TXCaED4k&feature=youtu.be

YÜKSEK STRATEJİ TÜRKİYE

strateji, istihbarat, güvenlik, politika, jeo-politik, mizah, terör, araştırma, teknoloji

Fight "Gang Stalking"

Expose illegal stalking by corrupt law enforcement personnel

İSTİHBARAT ALANI

Sınırsız, Seçkin, Sansürsüz, Kemalist Haber Blogu

WordPress.com News

The latest news on WordPress.com and the WordPress community.